ellerime düşmüş gözlerimsoframın ortağı duydun mu içine zamanın hapsedildiği kutuların tamirini bıraktım gözlerim görmüyor artık cer’lerini zaman’la oynaşmadan edemem diye ellerim titrese de deniyorum şimdilik dülgerliği odun nere cer nere sakın ha hiç alakası yok deme halka halka gizli hanedanlıkların yıkılışı görene şurada kış zalim geçmiş halka dar şurada kıtlık olmuş testere geçmez bir türlü soymuk’larına şurada elim yanar düğmelerim çözülmez ter basar kerem yanarken nar’a tam şurada , şurada işte iskarpela’yı vurduğum yerde ot’u düşürmüş suya lokman kıymete binmiş aşk ondandır ki, bu oyduğum saz’ların hepsi birden çığırtkan geçmiş ya bazı hatlar birbirinin içinden kimi koyu kimi duman lenk timur han’nın ana rahmine düştüğü yıl bir gidip bir gelmiş tarih çentik atılmış sanki göbeğinin orta yerine endaze’ler bile ürkek bu nasıl ferman iyi oku şurasını gör bak, kızılca kıyametler kopuyor çemberde örtünüyor insan oğlu bunun adı ar fark eder mi ulu deftere nev veya sonbahar her boğumu bir kehanet işte tam şurada ilk defa kayda geçmiş ihanet kasım |
kimi koyu kimi duman
lenk timur han’nın ana rahmine düştüğü yıl
bir gidip bir gelmiş tarih
çentik atılmış sanki göbeğinin orta yerine
endaze’ler bile ürkek
bu nasıl ferman
iyi oku şurasını gör bak, kızılca kıyametler kopuyor çemberde
örtünüyor insan oğlu
bunun adı ar
fark eder mi ulu deftere nev veya sonbahar
her boğumu bir kehanet
işte tam şurada
ilk defa kayda geçmiş ihanet
Kalemin daim olsun saygılarımla