Tanrı da Günahkarşah damarı kesilmiş bir gecenin uğultulu karanlığı akıyor gözlerimin içine sevgilim böyle bir gecede kahrımdan ölebilirim tanrının kulakları sağır olmalı ya da daha mühim işleri... sen bir çırpıda sıyırırken kilodunu belki bizi röntgenliyordur unutup bombalanan şehirleri sadece bir avuç dolusu ibne daha iyi yaşasın diye dökülen bunca kan sadece bir avuç dolusu ibne daha iyi yiyip içsin diye beş yıldızlı otellerde sevişsinler diye kadınlarının boyunlarını elmaslarla süslesinler diye daha fazla tank, tüfek, füze, polis copu daha fazla adalet daha fazla insan satın alabilsinler diye bizim üç kuruş karşılığında dökülen alın terimiz onlara en az üç çocuk yapmalıyız sevgilim ama on beş tane olursa daha iyi olur çünkü onlara daha çok sefalet + cehalet = felaket gerek daha çok ceset daha çok kan daha çok açlık daha ucuz alın teri gerek daha çok bombalanan şehir ve insanların çığlıklarıyla büyüyerek daha yüksekten ve daha da küçümseyerek bakabilsinler diye bizlere sevgilim tanrı bizden daha günahkar hiç düşündün mü en büyük yalancıların şahididir kendisi biz hep ona inandık |
Sonra. çok sonra. seyyal bir ses duyulur...
- ''Tanrı öldü! Tanrı öldü ! ''
Hadi gidin de neye yaslanacağınızı bulun.
Mistik bütün yorumlamalar ise insanı hep kendine yürütür.
Öyle ki
en acımasız kaybıdır kendi kendisinin i n s a n
tanrı özgür iradedir önce.
sonra. kısmi iradenin n'eliği hakkında ve çatlarcasına; dört yöne, altı duyuya koşabilme arzusunu yakalar.
gün olur kul nesimi der ki
''sığmazam''
sığmaz olanın öz cevherini bir koşu varıp epeyce düşüneyim ...
Güzel şiirlerdi gezindiğim Eyvallah