AŞKA KÜSTÜRME BENİ EY ÖMRÜ YOKUŞLUMŞiire çaktım kendimi Ateş aldı yüreğim dizelerle Özlem öyle bir vurdu ki kıyılarıma Kum taneleri ne ki Bölündüm zerrelerime Ve tuz ekilmiş yara misali Yandım hasretinle Hatta bir resmin bile yokken elimde Seni çizdim denizlere Köpük köpük koşuyor Dalga dalga vuruyordun kıyılarıma Yine yasaktı dokunmalar Yine ömrünün yokuşlarından yuvarlanıyor Ve yine hasretin koynunda demleniyordum İz düşümler koştukça peşimden Sancılı geceler vurdu böğrüme Hayal de olsa sana koştuğum pencere kenarına Bir kedi gibi kıvrıldıkça Dokunuyordun yüreğime inceden inceden Seni anlattım hep kendime Seni anlattım şiirlere Şiirler hasede durdu da görmedin Ve yasakladım saçak altı sevişmeleri Tavandan indirip göz bebeklerimi Yasakladım gizli gizli ağlamaları Nafile çabalardı yoran Yine dermansızım ey ömrü yokuşlum Yine hasreti çağıran gecelerde Yokluğun esaretinde sıvadım paçalarımı Dizlerim dermansızlığa kürek çekerken Dibe vurmak gibiydi hasret Vurgun yemekti resimsiz vakitler Pencere kenarı düşler de bitti Kırk ikindinin çilingir sofrasına oturdum Ufuk kesmiyor artık fondiplesem de Eskiyen zamanda yeni kalmak zor Anılar eskiciliğe soyunmuş duydum Ey ömrü yokuşlum Kaç hasret etti gitmelere satılışlarım Ne rüzğarlar estirip Ne fırtınalar dindirdim Bitmez sanılan nice sıkıntıyı Bıçak gibi kesip bitirdim Lakin öyle işlemişsin ki içime İz düşümler bile kifayetsiz Seni çaldım yüreğimin bam telinde Seni söyledim türkülerce İçimi dökmekti şiirlere sığınışım Dermansız dizlerimde adımlar Sana koşmayı öğrensin Gel ömrü yokuşlum gel Sığın şiir koyuma Titreyen parmaklarım Kolumda sızı kesse de Korkma gel Ey ömrü yokuşlum Ey hasreti güzel ceydam Aşka küstürme beni Gitmelerin miadı doldu Bize sıfır bir gel alalım Aydın Istanbul 05 Haziran 2012 |