Tanıksız Tutanaklar / 2Tanıktı! Akrep sabır taşıyken ve tevekkül içinde Bir sonraki saate Yürüyorken umarsız Yelkovan her saatin Her anına tanıktı. Tanıktı! Ve belki sırf bu yüzden Tarih mahkemesinin ikinci celsesinde - Takvim yapraklarının İsteği üzerine - Cevabı baştan belli Birkaç soru soruldu. Güneşin gülen yüzü Buza kesti o saat. Soruldu: “Dörtnala yürüyorken Bir Nene ve bir kağnı Ölenler arasında Bulundun mu gerçekten? Karıncaya yük olmuş Ekmeği parça parça Bölenler arasında Bulundun mu gerçekten?” Sus pus oldu bir vakit, Ve çatıldı kaşları. “Ben hep oradaydım ya, Siz hiç yoktunuz” dedi. Yoktunuz! Ve bilmiyordunuz! Dört bir yanı bayrakla çevrilmiş topraklara “VATAN” diyenler vardı. Yani toprak bölmeye and içmiş mihraklara “SATAN” diyenler vardı. Bu sebeple,Şeytan’ın en sevgili evladı - Namı diğer ABD - İnsanlık tarihinin En büyük kayıbıydı. Yani cümle kurmayı beceren her beşerin Zulme suskun kalışı İnsanlık ayıbıydı. Ama siz Yüklenip vebalini bebek katillerinin Suskunluğu seçtiniz. Belki de haklıydınız En az maziniz kadar. Onlar da bir zamanlar Kendi gerçeklerini yalan fikirleriyle Beşik kertmesi yapıp Susmayı seçmişlerdi. Oysa yalanla gerçek, Birbirine darılıp bütün gün küskün gezen Yorgun kardeşler gibi Karanlığa sarılıp Uyurdu sabaha dek. Yani siz Hayal sandınız gördüğünüz gerçeği. Ve siz Turnalar göç ederken Kerbelâ denen çöle, Sırtınızı döndünüz! Ve siz Asılırken Bedrettin Serez’in ortasında, Sırtınızı döndünüz! Umursamadınız! ____Sustunuz! ________Yoktunuz! Ve siz Bir Sivas sabahında taşlanırken Pir Sultan, Taş yerine gül atıp Suça ortak oldunuz! Aynı gün filizlendi “Karagül” denen çiçek. Ve siz Sığınıp karagül’ün utanç dolu rengine Gölgenizden korktunuz! Ve inanın bu yüzden Tarih sayfalarında hiç olmadı adınız. Şimdi suç denen eylem Bir gelenek olmuşken Tüm koridorlar sessiz,kâtibeler parmaksız, Mübaşirler dilsizdir. Ve hayal tacirleri Gezerken güpegündüz, “Salon” denilen dünya cemiyete hediye Borcu icraya açık Hacziyse kefilsizdir. İsterseniz salonu terk etmeyebilirsiniz…! |