bir çığlık kadar yenik haz vakitleri paramparça ve hırpalanmış kalp gelgitleri
iç denizin dalgalarından medet umarken bağlamsız hisler teselliler kekeme saf bulutlara dolanırken ninni tırabzanları henüz parçalanmamış karalar ötesi limanda bekliyor üstünden hasret geçmiş dizeler
biliyorum hüzünlü duvarlar su geçirmez o yüzden şüpheli tüm duygu ölümleri ve nöbetçi ıslak kelimelerin huzurunda gerçeğin kulaçları benim ise soluğum çıplak irkiliyorum sensiz yaşamaktan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gerçeğin kulaçları şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gerçeğin kulaçları şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bestesiz Ölümler' de 'titrek, telaşlı' sevdalar 'Gerçeğin kulaçları'n da kaç deniz eder saymadım, fakat hırpani,lila rengi bir düşe katık ettim elimde eteğimde ne kadar sözcüklerim varsa..oysa sert bir şiir algısı oluşuyor ilk bakıldığında, ya sonrası? sonrası öyle yumuşak,öyle naif,öyle kendi şiddetinde isyanki insan neredeyse ölümün varlığından, yaşamın sevdasına derinlemesine şüpheye düşecek sanırsın..dahada önemlisi şair, Gerçeğin Kulaçları' derken bir seçenek-tercih, bir cesaret sınaması denklemine davet ediyor her kesleri. en samimi, en sade şekliyle.. İşte, 'Gerçeğin kulaçları'.. gelin böyle bir hüzne dalgakıran olabiliyorsanız ve yakabiliyorsanız ellerinizi, buyurun ateşten gömlek bir şiire..Ben, ilkin şaire olanca saygımla kıvrılıp bir kenarına mısraların, bütün deneylerimin olasıklarını hesaplayarak başlıyorum..ya siz?...Sevgiler..
yorumlar güzel şiirin bilincine girip yorum yazmak teşekkürler klasik ama teşekkürler::))) gerçeğin kulaçları aslında kendine donuktur yorumdaki gibi ona el uzatabilene yaklaşır ama yaşam bazen gerçekle kulaç farkını ayırt edemez isyan ve de fırtınalı bir rakımda tutar sağlıkla kalın şair...
'Gerçeğin kulaçları'n da kaç deniz eder saymadım,
fakat hırpani,lila rengi bir düşe katık ettim elimde eteğimde
ne kadar sözcüklerim varsa..oysa sert bir şiir algısı oluşuyor ilk bakıldığında,
ya sonrası? sonrası öyle yumuşak,öyle naif,öyle kendi şiddetinde isyanki
insan neredeyse ölümün varlığından, yaşamın sevdasına derinlemesine
şüpheye düşecek sanırsın..dahada önemlisi şair, Gerçeğin Kulaçları' derken
bir seçenek-tercih, bir cesaret sınaması denklemine davet ediyor her kesleri.
en samimi, en sade şekliyle.. İşte, 'Gerçeğin kulaçları'.. gelin böyle bir hüzne
dalgakıran olabiliyorsanız ve yakabiliyorsanız ellerinizi, buyurun ateşten gömlek bir
şiire..Ben, ilkin şaire olanca saygımla kıvrılıp bir kenarına mısraların,
bütün deneylerimin olasıklarını hesaplayarak başlıyorum..ya siz?...Sevgiler..