hakkını helal ett
Hakkını Helal Et!
Üç kelimeye sığdırdın tüm yaşanmışlığı ve çekip gittim, yaş bıraktım gözlerim(n)de… Sen yanımdayken hiç düşünmezdim de bunları, gidince oyun bitti. Alkışlar yükseldi sahneye doğru o kadar. Şimdi sıra inmeye geldi, gerçeklerle yüzleşmeye. Ben hep orda kalırım sanmıştım halbuki, ne çocukmuşum… Işıklar kapandı, salon boşaldı, çekti gittim Al sana hazin bir aşk öyküsü, yığıldım olduğum yere. Hiç bu kadar çaresiz kalmamıştım. Ağlamayacaktım. Söz vermiştim kendime. Bir kez daha sermeyecektim gururumu yerlere. Zaten böyle olacağını biliyordum. Hazırlamıştım kendimi bu sona ama seni görünce… Hepsi silindi aklımdan, bir şey düğümlendi boğazımda; inan nefes alamadım. Aralayamadım bile dudaklarımı, sanki açsam içimdeki çığlıklar duyulacaktı, feryadı çınlayacaktı kalbimin o ıssız cadde de. … Sessizlik çınlıyordu kulaklarımda. Bir zamanlar en yakını olan bu insana o kadar soğuktu ki, içi acıdı. sarılıp eskisi gibi kendimi unutmayı istedim. Öylece kalıp seni hissetmeyi… Ne zormuş meğer… Sen öyle yanımda otururken, yabancıymış gibi davranmak, dokunamamak ellerine, sarılamamak … Çaresizce oturdum, iki kelime dökülsün istedim dudaklarından. “bırakma beni” demek bu kadar mı zordu senin için? Sen hiç konuşmadın. Sadece dinledin beni. İki seçenek sunmuştum sana. Ya sev beni, deli gibi sev, benim istediğim gibi sev; ya da topla bende neyin varsa kalk git… Sustun uzun bir süre… Sen neyi düşünüyordun bilmem ama, ben daha o dakikada pişman olmuştum. Nasıl döküldü dudaklarımdan bu kelimeler? Nasıl diyebildim sana kalk git diye? Sensiz ne yapacaktım ki? Neye güvendim de söyleyebildim bunları? İçimde feryatlar koparıyordu kalbim: ne olur, ne olur bırakıp gitme! Eskiyi hatırla sevdiğim, bırakıp gitme diye. Ama söyleyemedim bile, sus dedim kalbime sus kendi karar versin… Ve sonunda doğruldun olduğun yerde, yüzüme baktın. Sanki son bakıştı bu, yüreğime kazındı. Bir “hakkını helal et” ile başlayayım dedin konuşmaya. Zoruma gitti duymak senden bunları, dinleyemedim. Özür dilerim sevdiğim dayanamadım arkamı dönüp gittim. Nasıl gittim bir ben bilirim. Daha fazla tutamadım kendimi, öyle akıyordu ki gözlerimden yaşlar, öyle yakıyordu ki… Arkama bakmadan gittim. O küçücük caddeden ayrılıncaya kadar bir şerit gibi geldi geçti tüm yaşadıklarımız gözümün önünden, yakarak içimi biraz daha… Biraz daha acıtarak üstüne basa basa. Artık sen yoktun sevdiğim, ben yoktum… Geriye kalan ağır yaralı kalbim şimdilerde, tedavisi zor ama mümkün kendimi sensizliğimle iyileştireceğim… hakkını helal et... |