Ayrılık türküsü…Korkma…. Ne zaman bir ayrılık türküsü dinlesem Kendimle bir kavganın ortasında bulurum benliğimi Acele toparlanmış bir valizin arkasından baka kalır yüreğim Çat kapı sol yanıma gelişini hatırlar hayıflanırım Yüreğim aşkına eşkıya… Yağmurlu bir İzmir akşamına karışır boğazıma düğümlenen sözcükler Kan dolmuş sol yanımın sancısına uyanırım yatağımdan Bu şehrin tüm sokakları seni tanır Ben kuzeye akan soğuk pınarlar kadar soğuk kalırım balkonumda Sensiz Sessizzz…! Ve ben ne zaman gözyaşlarımı tutamasam sebebi hep sanadır Birde o sarı damalı taksilere…. Korkar oldum dilinden çıkacak kelimelerden Dilinin menzilinde vurulup ölmekten korkar oldum Yoğum artık güneş yüzlüm Yağmur gözlerinde yıkadım ölü bedenimi bu gece Son sabahı bekleyen idam mahkûmu misali ölüm fermanımı bekler oldum Boğazıma geçecekse yağlı urgan Durma çekiver altımdaki sandalyeyi Gidişinle ardına sakladığım kirpiklerimi sana ortak etmem korkma Sarmayacak kolların ürkek omuzlarımı Ölüm kokusu sinmeyecek üzerine Bıkmadın mı? Uzağında yaşayan acılarımı sıvazlamadan Bittimi tüm masallar Tükendi mi kelimeler, söylenecek bir çift sözlükte mi yoktu lügatinde Bu gece yine sessizce girdim İzmir’in sokaklarına Sen fark etmedin bir buse koydum yanaklarına gizlice Veda busesi olmasını istemediğim. Artık bu şehir dar geliyor istemiyorum Nefesim tıkanıyor. Kordon boyu banklarda hep çift kişilik Ve biliyorum hep eksik olacak senden kalan yarısı Af dilemiyorum senden sevgili Çünkü sana adayabileceğim canımdan başka bir şeyim yokkk… O da sana yetmez…! Hem ne yapacaksın ki dağ başında açmış çayır gülünü Sana şehir lavantaları sunamam En iyisi çek yağlı urganı. BEN YAŞARKEN ÖLÜŞÜME ALIŞMIŞIM….. “Senin Uğruna” İbrahim ALTIKULAÇ |