uykusuz sokaklarda inleyen türkü
yağmur akşamları vururken pencereye
içimde bir garip türkü yokluğu bir şeylerin ürperdikçe sığındığım koltukta okuduğum kitaptaki kelimelerin içinde kayıp fincanımda son yudum acı kahveden yıldızlara dokunan yangınları söyler içinden sessizlik geçen ağıtlarda yüreği sisli bir bulutta kanayan hanende ve kimse duymaz öldüğünü umudun sevdaya dair hayata yamanmış hüzün yüreğe kazınmış karanlık sözün ayrılık yanıdır aşka ait büyür öteki yanında yüzün ve döver geceyi yağmur uykusuz sokaklarda çağlarken dereler misali inleyen bir ezgi sızlar dudakta düştükçe her yıldız kucağına özleme yenik atilla güler |