Öylesine Biri
Oturduğum yemekhaneden gelen,
Çatal bıçak sesleri ve tatlı bir insan uğultusu. O anda tam karşıma oturdu. Ne yediğini de söylersek, tavuk yiyordu. Birkaç arkadaşın değişiyle ”ona bile dikkat ettim yahu!” Dikti gözlerini gözlerime, İlgimi çekişini söylemiyorum bile. O an ağzıma götürdüğüm çatalı hissettim ta dilimin içinde. Bir hayli meşguldüm, meşguldük birbirimizle. İlk ayıran yanacaktı, oyun oynuyorduk sanki gözlerimizle. Birkaç saniye ara verdik manasız bakışmaya. Kalabalık bir kız grubu masasında. Daha önce bir kez bile konuşmadığınız birinin, Ne dediğini anlar mısınız gözlerine bakınca? Bir süre bakmadık, bakamadık birbirimize kalabalıkta. Yüzümüz de bir renk, utanmışlıktan kalma. Eline aldı su şişesini ve başladı bardağını doldurmaya. İştah kesilmişti, doyurmuştuk karnımızı suyla. Gözleri gözlerime kaydı, konuşurken karşısındaki bayanla. Bense oyun yapmadan direkt gözlerine bakıyordum, ısrarla. Düşünün, başlangıçta sırandan bir yemekhanedeydiniz. Karşınıza oturdu biri ve bakışları çözümleyemediniz. Ne kendinize karşı koyabildiniz ne de onu engelleyebildiniz. Rahatsız olmuyordunuz ve halinizden memnundunuz. Bir bakıma siz “öylesine biri”ne âşık olmuştunuz. Aysun ÖZER |