BİR KIRIK KALP BIRAKTIN
Bir Kırık Kalp Bıraktın
Çıkmaz yollara girdim senin aklına uyup, Sandım bir bildiğin var derdime çâre olan... Oysa ne yollar vardı hep tersinden okuyup, Bir kırık kalp bıraktın hem de biçâre olan... Vazgeçmiştim hayattan gûya sana darılıp! O güzelliğin yok mu, çektirtmedi ipimi... Sen bilmesen de ben hep hayâline sarılıp, Gezerim o yollarda, elimde sevdâ pimi... Demedin ki hiç umma, benden sana yâr olmaz! Ben hep ikrar anladım sükûtuna baktıkça... Deseydin; ” Kışım bitmez, benimle bahar olmaz! ” Belki çeker giderdim kan içime aktıkça... Çekerdim ben o ipi kimseye aldırmadan! Şu deli gönlüm yok mu lâftan, sözden anlamaz! Dinler miydim herkesi başımı kaldırmadan? Boşa denmiyor zahir; “gönül ferman dinlemez...” Artık geçemiyorum, dimdik geçtiğim yoldan! Sinerek gidiyorum duldalardan sessizce... Ne lâflar duyuyorum bir bilsen sağdan, soldan! Boğulmak üzereyim kaldım tüm nefessizce... Demedim hicranımı, ızdırabım pek çoktu! Vuslat nolsa karanlık havâle ettim Rab’ be... Senin kör suskunluğun gör ne hallere soktu! Şimdi tüm umutlarım gökkubbede bir habbe... Antalya-2012/05 TDK: İkrar: tastik, kabul, onama...(sükût ikrardan gelir!) Sükût: susma, söz söylememe. Habbe: tahıl tanesi ya da su kabarcığı... Dimdik: sağa sola sapmadan, dosdoğru, çok dik... Halil Şakir Taşçıoğlu |
Senin kör suskunluğun gör ne hallere soktu1
Şimdi tüm umutlarım gök kubbede bir habbe.