Beklemek
Küçük olan büyüğe vurmak için çıktı mı parmak ucuna,
Herkes gülüp, “Küçücük boyuyla ona vurmaya çalışıyor” dedi. Ama hâlâ parmak uçlarındaydı ve vurmak için hazırlanıyordu. Birden adın geçti. Herkes sesin geldiği yöne baktı. Koşarak gelen çocuk senin adını söyleyip duruyordu soluk soluğa. Benimse adını geçtikten sonra kalp atışlarım dışarıdan duyuluyordu. Yatıştırmaya çalıştım kendimi. Sonra, sonra “O” dedi çocuk, “O gidiyor.” Nereye demek için açtığım ağzımın aynı hızla kapandığını fark ettim. Yutkundum, sonra bekledim. Ardından arkadan birisi sordu “Nereye gidiyor” diye. Cevabı almadan ayaklarımın çektiği yönde buldum kendimi. Ellerim kulaklarımda, duyarsam ölürüm. Koşuyorum yol boyu, Ömrüm boyunca gezdiğim sokak şimdi yabancı bana. Tek tanıdık gelen adın ve sen. Sonra durdum, oturdum olduğum yere. Bekledim. Giderken beni görmeliydin ya da seni görmeliydim. Az önce iki çocuğun kavgasını izlerken aklım da bile değildin, Şimdi ise sen merkezindeyim. En masum çocuk kavgalarının için de bile geçiyor adın. Çok dikkat çekiyorsun artık. Çokta çektiriyorsun bana, yazık. Sokak başında gözlerim, geçen her gölge nabız atışımı arttırıyor. Arttıkça artıyor seni görme isteğim ve hâlâ olduğum yerdeyim. Biraz önce kulaklarımı kapatan ellerim, İki yanında başımın ve hâlâ beklemekteyim. Gün boyunca oturduğum yoldan bir sen geçmedin. Yıldızlar almıştı yerini güneşin. Yavaşça doğruldum, gitmeliydim. Sen gittin ve ben artık seni beklememeliydim… Aysun ÖZER |