Ey Aşk! Sen Nelere Kadirsin.
Bir tanesi daha hiç bir şeye aldırış etmeden
düşüverdi umarsızca dalından... döne döne değdirdi tenini toprağa. sonra hafiften bir rüzgar esti, kattı onu da topladıklarına.. esti oradan uzaklara. Oysa yağmur yağmalıydı o an.! Mermer gölgelerinde kurusun diye hüsran. olmadı..değişmedi masallardaki onca kahraman. baktım ardıma, gördüğüm; Bir ikindi sonrası uzayan gölgemdi... Ve, Dolaşıyordu ortalıkta ölüm meleği.. sırası gelmiş eceller peşindeydi. Urgan vardı tavanların birinde ve haberi geldi, biri daha aşk’a kurban etmişti kendini... Ey Aşk !! Sen nelere kadirsin. Öyleki, devamsızlık etmeden ilerliyordu hayat.. tadım kaçtı..kalmadı huzurum. ...Döndüm yüzümü güneşe. Yürüdüm paytak paytak yüreğimin götürdüğü yere. Kapattım avuçlarımı, hayat: sıcaklığını alıp götürmesin diye. sarıldım kendime..kendi ellerimle, halim kalmadı..çöktüm zemine.. ..sesler geliyordu uzaklardan işittiğim. soğukça bir rüzgar kırdı halsizliğimi kaldığım yerden devam ettim. ama değmedi bir türlü tanrının eli alnıma o değdirmedi, bende eremedim muradıma. Boşalttım ceplerimi, sonra bakkala gittim. azalttığım sigarayı çoğaltmak için. ve bir şeyler, sırf çoğul olsun diye, yanında susamlı büsküvi aldım. Çıktım! Oysa yağmur yağmasını isterdim o an. ıslanacaktım. Çamur çamur batacaktım kendime. Olmdı..bir sonraya bıraktım. Güneş ikindiyi terke çıkmıştı. Döndüm eve, giyindim prangaları hiç bir şeye aldırış etmeden. çıkardım yeni ne varsa, tenime değdirmeden. Çok düşündüm gideyim mi gitmeyeyim mi diye. denedim ama olmadı istediğim. sonra görmüş olduklarımı yitirdim. Dışa dönen bi yaprak gibi, umudum azı kara döndüm yüzümü zelal yıldızlara. son böyle bir şeydi işte. Biliyorum, oyunuydu bu bana oynadığı kaderin.. umursamadım.. vardı herşeyden haberim. Ey Aşk! Sen nelere kadirsin ki, bir türlü doğru yolu bulamadım sende. anlatamadım derdimi kimseye. Susmak tek çareydi o anda ve tanrının hüzünlü öpüşleri yeniden kırıldı alnımda. Haberini aldım, emanet bir urgan halen asılıymış tavanların birinde. duyar gibiydim sesini ölüm meleğinin. Canım sıkıldı oyun oynadım. Sandalyeyi tekmeleyip, urganı tenime değdirdim. Vardım tadına ölümün. Yoksa aşkın imkansızlığı mı demeliydim. Ne değişecekti ki. " Aşk birini daha çekmişti kendi tarafına." Ve zamanlar yıldız ekilip, güneş biçilen zamanlardı. " Biri daha hiçbir şeye aldırış etmeden düşü verdi dalından. Döne döne değdirdi tenini toprağa. Sonra bir rüzgar esti soğukça, kattı onuda topladıklarına.. |