Hadi Uzat ElleriniI Bilemezsin sevgili Biz seninle ince eleyip sık dokuyanız Kırmamak ve kırılmamak adına ne varsa İhmalimiz nefsimizdendir er kalkışımız, Bilmediğimiz lisanda düşünüp konuşmamız Er karşılaşma adına somurtuşumuz Kavramlardır kabuğu kırılması gereken bilmece Ve biz aynı göğe kalkan iki yumruğuz II Hissetmek en çok bir dokunuşu Kaç dakikasını alır insanın Ruh en güzel melodiyle dolarken Sesler bir telefon kadar yakınken Seni yakında hissetmek de neyin nesi Kadifedir sesin ki okşar Dudaklarının çilek tadıyla bahar bahçesi gibi Mum ışığında oturup ağlarken Karanlığın seranatıdır bozkır nefese III Dağlar mı dayanır Aşılmaz suların mı vardır Yılmayan bir gözü engelleyecek ne vardır Geçen güz mü parangaladı ayakları Şairi evvel bahardır Göğsümü hedefe koyup Yoluna koyulmuşum Geçmişi arkaya atmış Geleceğe kartal kanadı durmuş Halay başı kim çeker türküsü dinlemiş Bıyık burup caka satmışım sırıtkan suratlara Durlar duraklar eylemez ki Burası bize durak değil diyen naralar atmışım Hedef koymuşum Kar yağmış lodos vurmuş sıcak kurutmuş Aldırmamışım Ağaç kökü kadar sağlam sığınmışım toprağa Seni yar bilmişim. IV Yön ve yol bulacak nehre Engel hikâyedir çocuk uyutan Heyecan ki ruha sığmayan Can kabına sığar mı? V Hatıralar dökülür gökyüzünden Çağlayan sellerce devirirken yarı Göğsüme gizlenen güneşlermiş beni canlı koyan Hangi kuşun göç mevsimidir şimdi Hazır papatyalar açarken Kim vurmuş göğsüme hançeri Kan gelecek diye bekleyen can bulur bende Suları hangi bent tutacak şimdi? _hadi uzat ellerini. |