DÜŞ/TÜI Çılgınlıklarım bana tüm ergen hislerimin üzerine bir tütün yaprağı bastım zaman gözlerine tuzlu su heybeme bir tutam yaşamak düştü kilimlerin nakışında sevdaya can düştü harmanı gözledim çuval boşa düştü toprak ham, döl tutmayan tohumlarda nemi kalmayan gözlerden ne hikmetse sağanak düştü gönülden geriye garip bir ciddiyet ciddiyetten resmi bir kıvılcım düştü hayaldi mazinin kucağından atiye tırmanan dal dilden geriye solmuş bir gül cümle konuya düşen lal bülbül dilsiz düştü II Kapıyı çalmadan tokmağı tutulmaz gir içeri denince sevgiliye eş sesle ses vermeden gir içeri denmez de kimse bilmez külün altındaki közü avuçlamadan sıcağın eziyetini köz yarada belli olur III Bizim ellerde akşamlar bir garip olur bir ateş basması alınan her soluk bir kez başlarda yağmur oluk oluk dize derman vermez soluk kuzu postuna bürünmüş kurtlar gördüm nice ala ceylana yasaklanmış mavera şimdiki zamanın bilmecesindeyim her bir düğümün sarsılmaz hecesindeyim dönülmez ufukların gündüzünde ve dahi gecesindeyim bir garip türkü yankılanır soluğumda inceden ince “seher seher bağa girdim ne bağ bildi ne de bağban” yerim yurdum şimdi yaban ben o güzelliğin neresindeyim 09.05.13 Gece yarısı Antep |
Antep'i galiba görmem gerekecek.... Çok başarılı bir Şiir