O Güneşin Gölgesiydi
O ki sevmenin beden bulmuş haliydi,
Güneşin gölgesiydi yeryüzündeki, Ayın ikizi... Söylenmiş tüm şarkıların nakaratıydı, Dinleneceklerin melodisi... O aylardan eylül gelince yaprakları dökülen ağaçların yeşilliklerini emanet verdikleri bir aşk hırsızıydı... Zamanın kuyusun atılmış bir dilektı o. Unutulmayı imkansız kılan bir soyutluktu... Uzun kış gecelerinde içimizi ısıtan bir masalın kahramanı, geceleyin gezen cinlerin prensesiydi... Her ne kadar biz onu unuttuğumuzu sansakta o geceyi bölen, bir kılıç gibi ikiye ayıran çığlıklarla yanımızda bitecek. Unutamayız onu, O toprağa atılan her adımda, Uçan kuşlarla bize selamlar ulaştıracak... Belki denizlerdeki dalgalar bile onun sırlarını getirir. Hem o unutulmuşluğun dipsiz uçurumlarına köprüler kurmadı mı? Cesaret edip bakamazken biz O ruzgarların sırtında geçti o derin vadileri, Sonsuz okyanusları... Çemberin daraldığını farketsekte onu beklemeye devam etmeliyiz. O bizi parmağımızla gösterebileceğimiz en uzak ufukta alevden bir atın sırtında bekliyor. ...Ona ulaşmalıyız Vazgecemeyiz... Yasin Yılmaz |