DÖNÜŞ ÖZLEMİ
Ey benim zenginlikler içinde’ki
Fakir vatanım. Artık sana gelmek ister Bu otuz yıllık döviz katarı. Ömrü geçti Şu iki yıllık gurbette Takatı kalmadı artık. Nesiller yetişti gurbetçi gurbetçi, Nesiller yetişti Almancı Almancı. Otuz yıllık ausleander’de (yabancı’da) Takat kalmadı artık. Bitti tükendi şamar yemekten Özünden sağına, Üveyinden soluna vatanın. Dövizleri umut oldu yıllar boyu Yetmiş cen’ti arayanlara. Yemedi içmedi . . . Bagaj bagaj taşıdı gurbeti Anasına, babasına,bacısına, Yıllarca çift fiat ödedi uyanıklara’da Derdini anlatamadı öz vatana. Gümrüklerde bekledi saatlerce Yol kenarlarını otel, Mısır tarlalarını hela yaptı da Sesini duyuramadı öz vatana. Kaçakçı damgası yiyerek çıktı Bir teyp yüzünden, Hasret ve özlem gözyaşları Dökerek girdiği o kapıdan. Ödedi hep ödedi. . . Nereye gittiğini bilmeden ödedi dövizi. Hem ödedi hem’de sevdi öz vatanı. Üveyi de sömürdü onu Ev verdi ,tarla verdi, otomobil verdi Amma. . . bedeli çok ağır oldu. . . Çoğu kez , geri gelmeyecek can oldu. Örnek insan oldu rekorlar kırdı da Yaranamadı üvey vatana. Yeri hep zincirin son halkası, Yeri hep en son aranan oldu. Aç kollarını öz vatanım aç gayrı Yorgun gurbetçin sana sarılmak ister. Sevmesen’de , gülmesen’de yüzüne, Sana aşık ’o ’ Kürkçü dükkanı misali, Döner senin çöpüne,çamuruna, Ve bu yolun sonuna sende kavuşmak ister. Akına hasret yaşadı yıllarca . . . Karatoprağıyla buluşmak ister. A.İ.A. 09.01.96 |