Sakar Şairgözlerinin pınarından ruhuma sızan suların parıltılarındaydı aşk. aynı sular sürükledi beni bu susmaz susuzluğa ve çoçukluğumun kurak yaz gecelerine. ben içinde hep bir ateş böceği bir gelincik çiçeği ve acı yeşil bir erik tadında çocukluk taşıyan; çukurovadan kumral bir ikindi vakti alıp başını gitmek isteyen ve ucuz bir şaraptan sonra dağınık, sakar bir şairdim imgelerimi topluyordum dökülmüş saçılmışlardı her yere gözlerinde buldum çocukluğumun düşsel yaz gecelerini yaprak sesini böğürtlen tadını… bir yaz yağmuruydu gözlerin susuzluğuma. güneş yanığı teninde senin mavi yerlerini bulup öpmüştüm ben dilim, damağım kurumuştu ucuz bir şaraptan sonra söyleyecektim susuzluğumun bana fısıldadıklarını sana ucuz bir şaraptan sonra dağınık, sakar bir şairdim işçi bir çocuktu yüreğim çukurovada pamuk toplayan… ben hiç lunapark görmedim görmediğim lunaparklar kadar güzeldi gözlerin yazık ki tutamadım ellerini kaygandı aşk ve sakarın biriydim ben seni gözyaşlarından öptüğüm günden beri sırılsıklam ıslağım hala dağınık, sakar bir şairim şairliğimden haberin yok ama. sonunda bisiklet aldım çocukluğuma ve sen kumral bir ikindi vakti alıp başını gittin çukurovadan 28 mart 2008 |