KALEMİMİN MÜREKKEBİ YÜREĞİMDEN AKIYOR
Bir aşk doğdu dünyaya sevginin rahminden…
Bir damla okyanus olur muydu, oldu işte. Yağmuruna yakalanmadıysan aşkın, güneş yakar, Yakalandıysan eğer güneş bile serinletir koynunda. Zaten aşk geldi mi gözüyle gelir, göz olur, her nazara söz olur. Sen her duamdaki aminimin bereketisin sevgilim Gözlerimde söz, sözlerimde göz. Bir yürek yaşadığı şeyi nasıl tarif edemezdi, edilmiyor işte, Ne kadar ettiğini sansa da hangi ifade bunu mümkün kılardı… O yüzden sen başını omzuma, aşkını sol göğsüme yasla, sol göğsümün altına. Çiçeğe can veren toprak gibi, besleyen su gibi, Bütünleyenim ol yarımın yari gibi, kalbimin eksik kalanını. Ve tüm bu nimetleri veren Allah’ın rızası için sev beni… Öyle sev ki, doy ama hiç doymamış gibi yudum yudum damlat yüreğine sana olan aşkımı, hislerimi. Öyle bir his ki bu, zamanın ötesine geçen, ufacık bir yüreği koskoca dünya yapan, Dünya ne kelime, sevgisinin gülleriyle cennetini sunan. Dünyada ne kadar alfabe varsa, ne kadar dil varsa anlatılmayan; Sadece sevgilinin yüreğinden duyulan ve hissedilen bir aşk ile seviyorum seni. Bir aşk var bir sen, gerisi senden senli bana kalan… Öyle bir aşk ki bu; Farklı kitapları okurken aynı Aşk sözcüğünde buluşan, Farklı şarkıları dinlerken aynı Aşk melodisinde coşan. Anlatılamayan ama anlaması çok kolay olan… Sabahlara kadar uyutmayan, içindeki güneşi ay ışığında yıldızlara anlatmaya çalıştıran. Hayaller üzerine hayaller kurduran. Her, yüzü, bedeni, fiziği için seveni gördükçe, Seni sen olduğun için, yüreğinin güzelliği için sevdiğine binlerce kez şükrettiren. Yalnızlık hissine, yüreğinde olduğu için ruhundan fışkıran mutlulukların şelalesi olan… Dök sevgili dök içindeki aşkın meyvelerinden, Bilirim senin sevgi ağacının yaşı yok, çünkü sonsuzdur o sonsuzluğu çağrıştıran. Bilirim öyle güzeldir ki kalbin, tüm canlılara sevgi gölgesi olacak kadar heybetli… Ben sana bir sarmaşık gibi sarıldım ey sevgili, Ben sen oldum ve şimdi aşkımıza meyve üstüne meyve vermek için buradayım. Yaradılış sebebimin aşkı içindeki aşkın rızasıyla seviyorum seni… Al al olmuş yanaklarımın sıcaklığıyla seviyorum, Yüreğim zaten yanardağ olmuş, an be an patlamakta. Ne kadar benzetmeler yapsam da hiçbir şey benzeyemez senli bendeki bu dünyaya… Şimdi kalemimi yüreğime bırakıyor ve sessiz cümleler ile yazıyorum aşkımı… Aşkın dilinden körler de sağırlar da anlarken konuşmak ne kelime, Sana olan sevgimi sessiz ama kocaman haykırıyorum. Aşkın bazen sessizlik olduğunu bilen ben, bunca şey söylerken; Ya bilmesem, boğazım yırtılana kadar konuşurdum, dilimin sessizliğinde yüreğim hiç susmaz ya… Sen sadece yüreğinin kulağıyla dinle beni ey sevgili, Ben artık yüreğimin diliyle konuşuyorum… Sen sadece yüreğinin gözüyle bak bana ey sevgili, Ben artık yüreğimin gözlerindeki gözlerle bakıyorum… Sen sadece yüreğinden hisset beni ey sevgili, Çünkü ben yüreğimde hissediyorum yüreğini… Kalemimin mürekkebi yüreğimden akıyor… |