ALTAYLARDAN TUNAYAAteş / Duman / Mehterân ve bilinir riyâ ikiye bölünür dünya Ayasofya gölgesinde kubbede doğar Sinan kırılmaz sanılan taşlar eğilir eğilmez denilen başlar eğilir yaz kırılır kışlar eğilir elinde köhne zamanın dilinde Eyyûb Sultan’ın yüreğinde Hasan’ın / burçlar eğilir gölgesinde Çandarlı’nın / avuçlar eğilir / devşirme suçlar eğilir taş taş üstünde harçlar eğilir gölgede erir erdem dem bu dem düşer didem düşer güllerin bağrına meltem dağlara matem düşer İşte şimdi; Durma vur ey mehteran, Allah’ın adıyla vur Vur ki göğsüm kabarsın, ileri atılayım Duysun şaşırsın küffâr, üflendi zannetsin sur Cenge girip şühedâ safına katılayım Tokmaklar insin köse, başlasın mehter marşı Galip gelsin ordumuz, düşmanlarını yıksın Allah Allah sesleri inletsin bütün arşı Savurulsun kılıçlar, gök girsin kızıl çıksın Ve yine; Emiri Âlem Çevgân bir avuç toprak kül ve şe/kil… yeni yakılmış türkü göğü dağlayan bulut Kös beşikle tabut arası bir avuç ayaz rüzgâr ve kar çatladığı yerden kabuk rengini savurur şafak Davul her nefes fırtına bir avuç ölüm insan ve kan söz üstünde kılıç izi kızıl cellâd gölgesi Nakkare göğe yakılan kına Baş üryan yakılır akrep tapınakları bulutlar ateşe verir kendini buzullar erir kızılında dolunayın Göğüs kalkan mavi bozkırın geçitlerinde kor ayaz dağılır rüzgâr ankalar büyür gecenin ateşine Dide al kan şehirlerin uzağında ihanet nağmesi kül yetişir rüzgarın çeliğinde ateşsiz yanar alaca atlar Sine püryan gece avuç avuç isyan kıbleye döner kefensiz beden kanar yağmur bir tutam karanfilden Göç borusu cemre düşer susuz denizlere ölür sessizlik toprağa gömülerek kopar yıldızlar musalla taşlara dek Benefşei-zar çorak topraklarda yaşlı yağmurlar ve karanlığın türküsü toprağa sızar gözlerin esmerinde vurgun yer şafaklar Şükufei-Zar kuru ekinlerin vakitsiz isyanında üşür ateş kan doldurup nefesine sürülür nehirler bulutun küllerine Cengi Harb çeliktir tohum ekilir yaraya kurur yürekler solunca gözyaşları yeniden yanar küller ankaya kızıl elmaya heyyy kızıl elmaya… İşte şimdi; Haydi koç yiğitlerim Hakk, Muhammed aşkına Koşturun atınızı, ateş çıksın nalından Öyle bir kükreyin ki âlem dönsün şaşkına Bayrağımız renklensin kanımızın alından Ağlarken Vey kızıl elmaya kızıl elmaya heyyy… İşte şimdi; Silah bulamayınca savaşsın kazma kürek Kollar kırılsın ama gizlensin yen içeri Türk’ün en büyük gücü îman dolu bir yürek Ve yeniden zaferler kazansın Yeniçeri. Saint-Pierre’den Roma’ya. Altaylar’dan Tuna’ya. heyyy kızıl elmaya… Tan1919 - cetiner07 . |
ancak zaman bulup sayfaları dolaştım
enfes bir eser
her iki yüreğe selamlar sevgiler