Son Sevda
kuruttuğum çiçek ölülerinden iplerle sabaha asılan boynum
alkolik çocuklarına zamanın ve yaşadığım ıslak hüzünlere uçurtma yalnızlığı kesiyor bıçakların yarışı yarışı ince belini yağmurun donan soluğumu göğe yapıştırdım da gece maviyi rehin bıraktı okyanusa çamurla oynayan birileri leke kalıyor uykumda göğsümde kalabalık geçişler mezarımda tabutlar taşınıyor kalbim beşik acemi ateşlerin ihbarlı yatağı ıssız bir ada yüzünü aynada bırakıp giden kadın rujlu dudaklarını unuttun yakamda sanki daha bi kalktı burnu aşkların ama kanmadım dünyaya zamana kalamadım kalkamadım ayağa sevdaya açamadım gözlerimi hem kapayamadım ah ölüm son burgu çırılçıplak değil henüz şiirin yağmuraltı aşkları gözlerime akan benden geriye kalan ince bir buğu |