Ölümün Oğlu
Bir çocuk sesi uzanıyor
Geçmişten geleceğe Canevimden geçiyor Eylül’ün pusuna karışarak Kuşların kanat çırpışlarıyla Dalıp gidiyorum yine Kıvranan lacivert düşlerime Albenisi gözlerinin Gün gibi döndü Bir çiçeğin kayboluşuyla Gecenin yalnızlığında Kızgın yüzümde ısınıyor sabah Ve gözlerimde büyüyen kara sevda Sevincin kanattığı sıcaklığı örterken Can çekişiyor buruk sesimde içlenen anlam Yok ağlamıyorum Bir deri bir kemik toz içinde Yemin ediyorum seni sevdiğime Kaç kez sarıldım sana Ey sıcacık öpüşlerin Uçsuz bucaksız yumuşaklığı Boğuldum kaç kez içinde Ölüm kokusu karışıyor yüreğimden gelen gül kokularına Karanlıkta çepeçevrelenen bedenime sarıldım sıkıca Özlediğim gülüşü yüzünde sakla Sen ey ölümün oğlu ve gecesi sevinin |