Kilit Vurdun Gönül KapısınaBir kilim deseni gibi işledin Sevdanı gönlüne ilmek ilmek Kınalı parmaklarının izi kaldı nakışlarda Renkleri seçtin, bahardan, güzden İmbikten süzer gibi süzdün Damla damla Her yağmurdan sonra Ebem kuşağından Gecelerine serdin sevdanı Yüreğinin derinliklerinden çıkarıp Hayalini çizdin hatıralara Çırılçıplak düşlerini yaşadın Yıldızlar semah’a durduğunda Dile geldi geceler Çiçekler ağladı usul usul Issız çöllerde bir vaha idin Derin sarnıçlarda su Bir kehribar tesbihtin Sabırda dizili Bu çileli yolda doludizgin Acı bir kahveydin dost sohbetlerinde Sessizliğin ortasında bir çığlık Kimi zaman… Yeşil gözlerinden kirpiklerine Şavkı düştüğünde ay’ın Kendi sevdanın pervanesiydin. Derman olmadı gönül yaralarına Yudum yudum içtiğin sevda şerbeti Gam yüküydü kervanın Hasreti yükledin, acıyı yüklendin Gözlerine hapsettin güneşi Kilit vurdun gönül kapısına. Deniz Çınar 04.04.2012 |