Bir MektupDün: Bir mektup geldi Uzak illerin birinden Bir dağ köyünden Eski bir öğrencimden. Daha ilk satırlarında doldu gözlerim Bir dağ köyünden sıcak bir esinti Yüreğimi okşadı geçti Neler yokki içinde Tanıdık dostların yüzleri Toprak damlı evleri,tozlu yolları Unutamadığım bütün güzelliklerin kokusu Sert rüzgârları, karı, tipisi, ayazı... Dağların yaban kekiği Yavşan otu, mor menekşesi, Sümbülü, sarımsak otu, sarı papatyası Gökyüzünde döne döne öten tarla kuşları Şen çocuk kahkahaları, Buz gibi kar suları, Şarkılı şelaleleri, Dumanlı dağları, Yıldızlı geceleri, Binlerce, Binlerce sevdaları, Hele semaverde demlenen çayın, İnceden inceye nazlanan keyfinde Tadına doyum olmaz sohbetleri Uzun kış gecelerinde... Diyor ki; ’’Anamdan, babamdan aziz, Canımdan kıymetli öğretmenim Mübarek ellerinden hörmetle öperim Ana, baba oldun bana Yetimliğimi senin yanında unuttum Her sabah sen vardın yanımda Akşamları düşlerimi süslerdin. Yüreğimindeki sevincin nedenini bilmeden, Sabahı daha, uyumadan özlerdim Canımdan aziz öğretmenim Çoğu sabah sofranda bana da yer verirdin Kendi ellerinle yedirirdin lokmalarımı üşümüş ellerimi ısıtırken. Elleri öpülesi aziz öğretmenim. Hiç unutamıyorum! Islak çoraplarımı ayağımdan çıkarışını Arkası yırtık lastik ayakkabılarımı Sobanın yanına koyuşunu Soğuktan kızaran ayak parmaklarımı ovuşunu. Senin gibi bir insan bir daha gelir mi buralara Canımdan aziz öğretmenim. Bir gün sormuştum, hatırlar mısın öğretmenim? Bu sofrada herşey ne kadar lezzetli Çayın tadı bile bir başka Bana söylediğin dünyalara değer ’’Benim soframda sevginin tadı var, haram yok katığımın içinde’’ Ahh öğretmenim ah! Büyüklüğün işte burda...’’ Ne demeli mektuptaki bu sözlere İçimde sönmeyen bir alev bu duygular Göz pınarlarım dolu dolu Dokunsalar dökülecek yağmur taneleri gibi Ne yapmıştım bunları hak edecek Bir avuç sevgi sunmuştum ellerimle, Kiminin yakasını düzelttim Kiminin burnunu sildim Kiminin gözyaşını Kiminin de başını okşadım Geceleri yıldızlar kadar sessiz Gündüzleri şenlenirken bu bahçe. Düşüncem onların birer güzel insan olmalarıydı sadece. Dostlar; Buruk hisler içindeyim dostlar Bu mektubu okurken. Diyorki; ’’ Anamdan, babamdan aziz öğretmenim, Canımdan kıymetli öğretmenim Geçenlerde bir yakınım geldi Sizin oralardan İnşaatlarda çalışan bir yakınım Sizi pazarda görmüş Limon satarken. Kulaklarıma inanamadım Ayak üstü konuşmuşsunuz Küçük oğlunuz üniversitede okuyormuş Emekli olmuşsunuz ’’Yaşam devam ediyor’’ demişsiniz ’’Boş durmaya gelmez Hayat duruverir birden’’ Ne kadar yücesiniz öğretmenim Hörmetle ellerinden öperim.’’ Deniz Çınar 2002 24 Kasım Öğretmenler günü kutlu olsun. |