Evvel zaman içinde falanca ülkesinde, Kelamı çok kuvvetli derin bir kadı varmış. Onlarca emir eri doluymuş tekkesinde, Gariplerin köyünde lüks içinde yaşarmış.
Dışarıdan bakınca bilinmezmiş her hali, İşine gelmeyince sert cevaplar verirmiş. Bu riyakâr hallere karşı gelen ahali, Biraz yüze çıkınca bizimkisi delirmiş.
“Söyleyin içinizde benden âlâ var mıdır? Ben ki bilgeliğimle nam salmışım cihanda. Üstüme attığınız iftiralar kâr mıdır? En âliminiz gelsin konuşalım meydanda.”
Yağız bir delikanlı bulunca cesareti, Gençlik heyecanıyla hırsı ikiye katlar Gördüğünde ‘kadı’nın suratında nefreti, Tam zamanı diyerek bir adım öne atlar.
“Efendim geçen hafta biraz yorgun muydunuz? Zira karşı komşunun işi sarpa dolandı. Adalete öfkeli yoksa kırgın mıydınız? Verdiğiniz karara çokça midem bulandı.”
Belki bilmediğimiz durumlar vuku buldu, Dili olmayan adam bilmem nasıl küfreder? Makamında gariban hışmından zor kurtuldu, Canı sağ kaldığına sabah akşam şükreder.
Delikanlı biraz da yükselterek sesini, ‘Kadı’nın damarını bir haylice kabartmış. Derin derin alarak solumuş nefesini, Meydan sessiz kalınca konuşmayı abartmış.
Kadı sinirlenerek uzun uzun bağırmış: “Lal dediğiniz adam bülbül kesildi beyler!” Sonra telaş içinde yaverini çağırmış: “Deyin bre gafiller bu da mı yalan söyler?”
“Ey ahali gelin de şaşırmayın duruma, Gördünüz bu adamın iddiası çürüktür. Sakın ha inanmayın bu divane yoruma, Uzak durun fitneden cezası çok büyüktür.”
Delikanlı anlar ki böyle başa çıkılmaz, Düşünüp taşınarak çıkış yolunu bulur. Arsızın suratına tükürmekle yıkılmaz, İplerini koparıp ellerinden kurtulur.
Kaptığı gibi yerden kaya gibi bir taşı, Nişan alır zorbanın kaşının ortasına. Fırlatınca aniden yarılır lanet başı, Devirerek kadıyı son verir sultasına.
Haksızlığı hak bilen yenilmeye mahkûmdur, Doğru sözden çekinme ışıldasın ahkâmın. Haram lokma üstünde gizli şerbet zakkumdur, O gün gelir devrilir her ne olsa makamın…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kadı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kadı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sende hani fena alıştın kardeşim heceye.. yani insanın gıpta damarlarını tahrik ediyorsun.. :))
Bu şiirin zamanı gelmemişti henüz..erken vizyona soktun be dostum..biraz dinlenmeye vaktinin gelmesine ihtiyacı vardı..üst üste iki şiir sen ne zaman yayınladın ki..daha birinin teri soğumadan,düştüğümüz yorumun nefesi etkisini kaybetmeden hemen ekleyiverdin.. diğer şiir biraz daha okunsaydı be güzel kardeşim..hem bu taşlama hakikaten güne gelebilecek güzellikteydi..bence vaktini beklemeden yayınladın...
Şiir bana çok şey hatırlattı..evvela kendini bilmeyi,bilip de bir şey zannetmemeyi..hani bir evliyaya ne olmak istiyorsun dediklerinde 'hiç' demiş ya..nasıl yani hiç dediklerinde, o büyük insan :sen ne olmak istiyorsun ?diye sormuş. Kaymakam olmak istiyorum. Sonra? vali. Sonra? Başbakan:sonra? Cumhurreisi? peki ya sonra? Hiççç ,demiş bizim adam..Bunun üzerine o büyük zat :işte ben senin en son olmak istediğin şeyi başta istiyorum,demiş...
Şiirdeki Kadı'yı hayatın her alanında aramak lazım..kendini bilir zanneden bilmez o kadar çok ki..kaldı ki bilip de bilgiçlik taslayıp başkalarına yol gösteriyor edasıyla aşağılayanlar da ne kadar bilir olabilirler ki ! Rabbimizin en sevmediği kibir,insanlardan kendini yüksek görmek...
Bize Aziz Mahmut Hüdai gönüllü kadılar gerek..gerek ki kaftanının içinde hırka taşıyor olabilsin..yeri geldiğinde kaftanını atıp hırkasıyla kalabilsin..ki o büyük zat basit bir dünya hükümranlığını terkedip dünya ve ahiret sultanlığıyla müşerref kılınmıştır...
Sen kadıya laf etmişsin,ben kadıdan mülhem çok şeyler çıkardım..şiir ortamındayız..sanki şairler de bundan hisse kapmalı diye düşündüm..şair ki Akif gibi olmalı..kalemi zirvelerde ama gönlü her daim yerlerde..mütevazi..iman dolu kalp böyle olur işte...
20 yıldır karalıyorum,hala yolun belki en başındayım..kimseye bilgiçlik taslamak haddime bile düşemez..kaldı ki belki sadece dünya adına oyalamacadan ibaret sayılabilecek kelam kudreti, eğer hakkıyla kullanılmazsa yarardan çok vebal getirecektir..hele kalemi birilerinin açığını aramak ve birilerini karalamak adına kullanırsak vay halimize..kaldı ki her halükarda zaman israfının da hesabını elbet vereceğiz.. bunun hesabını çok iyi yaptığımızı zannetmiyorum..en azından bu benim için böyle...
Kadılar daha çok yaşar,kardeşim..çünkü o kadar çok dalkavuk var ki yağlamayı yıkamayı seven.. Rabbime emanet ol...
Mürsel Emre DOĞAN tarafından 5/1/2012 10:34:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
MUSTAFA BEY KARDEŞİM HER ZAMAN GURURLA ŞİİRLERİNİ OKUDUĞUM DEĞERLİ ÜSTADIM BU GÜN YİNE GURURLA GÜZEL BİR ŞİİRİNİ OKUDUM YAZAN KALEMİN VE GÜZEL YÜREĞİN SUSMASIN
Haksızlığı hak bilen yenilmeye mahkûmdur, Doğru sözden çekinme ışıldasın ahkâmın. Haram lokma üstünde gizli şerbet zakkumdur, O gün gelir devrilir her ne olsa makamın…
hikayeyi olması gerektiği gibi bitirmişsin de gerçekler öyle değil günümüzde, doğru söylediği için yalan ve iftirayla içeride olanı tanıyorum. amaçları susturabilmek. aldığı onca tehdide kulak asmayıp doğruyu söylediği için şimdi bu halde. yanılmışsın...
aslında bu hikayede olmayan bir şey daha oluyor oda haksız ve zalim mağlup oluyor. yani ipleri eline alan galip değil. gerçekte böyle olmadığını biliyoruz da bari şiirde olsun istedim:))
senin yaşanmış gerçek hikayeni kısmen de olsa biliyorum ve tepkini anlıyorum ne diyelim umarım adalet yerini bulur... fazla gecikmeden
dilsiz dilinden ceza alır dili olan haklılığından ceza alır ve dediğiniz gibi hak mutlaka yerini bulur her zamanki gibi harikasınız abicim... Yürekten kutlarım ve en derin sevgilerimle saygılarımı eklerim yanına...