ALABORANe gülmeyi becerebildik, gönlümüzce Ne de ağlamayı bildik, edeplice. Kimseler görmesin diye, Hep gecenin kuytu karanlığını seçtik. Zırıl zırıl ağlayan günlere Eskileri aratan, yenilikler ekledik Ne kavuşmayı bildik, Ne de hasreti çekebildik, Hep bir yerde boşluklar vardı, Dolmayan bir bardak gibi. Sevap gizliydi, günahsa üstü kapaklıydı, Ne aşkın narıyla yandık, Ne de aşkı meleklerden aşırabildik. Kıymetse ; onu da hep kaybettiğimizde anladık. Yani iş işten geçince uyanabildik, Giden bir yolcunun ardından El sallamakla, geçiyor ömrümüz. Talih, hep kuşun kanadıyla uçtu, Biz sadece bakakaldık, ardından. Hiç bir zaman yetişemediğimiz, Bir rüyanın peşinden Soluk soluğa, Kan reva içindeyken, tabanlarımız. Rotası çizilmiş, bir geminin yolcularıydık, Engin denizler ortasında Tuzlu sular boğazımızda, Kurtulmak için hep bir el aradık, Ya da kaçış için, bile bile battık. Yüreğimiz alabora, Teslimiyetin mahkumu, Suçu kadere yükledik, Yol bilmez, trenin vagonlarında.. Sürekli değişen bir zamanın, pençesindeydik, Hızına yetişemediğimiz yeni bir çağ, Farenin kediyle dalaşması gibiydi, Yüreğimizde pini çekilmiş bir bomba. Sebepsiz ve sürekli kavgalıydık, Vakitsiz bir çağın, değişmeyen insanlarıydık, Belki de bu yüzdendi; Hep yenildik, hep savrulduk, Gün görmeyen,hercai ömrümüzün satır aralarında... DİCLE AYYILDIZ |
rotasız denizlerde kırk gün kırk gece dolaştırılmış umutlar..
ne ararsan var şiirde..sanırsın soluk soluğa olan yalnızca şairin kendi düşleri.
oysa henüz bitirmeden şiiri,her harfinde soluklanmadan hata durup düşünmeden
bir adım yol alamıyor insan..Sevgiler.