)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-428-)(-)(-)(
*************************************************************************
Dünya Dünya döner insan döner çark döner Halkasından tutanındır bu dünya Deniz döner dalga döner ark döner Yudum yudum yutanındır bu dünya Ölçüldü biçildi dünyanın hızı Bozuldu tılsımı görüldü yüzü Sömürür kemirir güçlü güçsüzü Gücü yeten yetenindir bu dünya İnsanlar insanı balta ormanı Yılan kurbağayı leylek yılanı Serçe solucanı aslan ceylanı Pençe vurup yırtanındır bu dünya Aşık Ruhani’nin bu endişesi Bilmeyenler bilenlerin maşası Fakir fukaraya sabır köşesi Balı yağa katanındır bu dünya ******************** Aşık Ruhani ******************** 1931 yılında, sonradan Çamlıca adıyla Tortum’un bir mahallesine dönüştürülen Aşağı Sivri köyünde doğdu. Asıl adı Mustafa Temel’dir. 9 yaşından türkü söylemeye başladı. 10 yaşında ise elinde patlayan bir kapsülden dolayı sol gözünü ve sağ elinin 3 parmağını yitirdi. Bu olayın olumsuz etkisiyle uzun bir süre türkü söylemeyen Ruhani, 20 yaşlarında yeniden türkü söylemeye başladı. Önceleri yalnızca türkü söyleyen Aşık Ruhani, bağlama çalmayı da 20 yaşlarında öğrendi. Bade geleneğine inanmasına karşın kendisini badeli aşık olarak görmemektedir. Yöresindeki aşıkları dışında, gelip giden öteki gezginci aşıklardan da etkilendi ve geleneğe ilişkin bilgisini pekiştirdi. 1955 yılında geçirdiği bir ameliyattan sonra öteki gözü de görmez oldu. Doğaçlama konusunda yetenekli bir aşık olan Ruhani, mahlasını da sonraki yıllarda aldı. Gözleri görmediğinden dolayı herşeyi ruh haliyle algılaması gerçeğinden yola çıkarak kendisine bu mahlasın verildiğini aktarmaktadır. Aşık Ruhani kendi türküleri dışında usta malı ve öteki aşıkların türkülerini de söylemektedir. ************************************************************************* )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-428-)(-)(-)( Sormayın ağalar, sormayın beyler Zorla servet yapanındır bu Dünya Hâkka iman eden Dünya’yı neyler Doğru yoldan sapanındır bu Dünya Diyor ki haramla servetin katla Nerde menfeat var oraya atla İhale,yolsuzluk,rüşvet,tehditle Her köşeyi kapanındır bu Dünya Her renge giren şovla kılıkla Yalanla, riya’yla, avantalıkla Hep şirin görünüp yalakalıkla El eteğin öpenindir bu Dünya Yazılan bu değil kader kalemde Ne olursa olsun diyor çalam da Gününü gün edip sapkın alemde Hâk yolundan kopanındır bu Dünya Fırsat verir Mevlâ,kul olan kula Özüne işlemiş yalan ve hile Kurtuluş fırsatın bulsalar bile Kend’eliyle tepenindir bu Dünya Her şeyin yerini para almışsa Çareyi saltanat,mal,mülk bilmişse Manevi duygular unutulmuşsa Maddiyata tapanındır bu Dünya Lüzumsuz diyorki bu gurur niçin Tok anlamaz ise halinden aç’ın Masumu, mazlumu görmemek için Gözlerini kıpanındır bu Düya Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Halkasından tutanındır bu dünya
Deniz döner dalga döner ark döner
Yudum yudum yutanındır bu dünya
Ölçüldü biçildi dünyanın hızı
Bozuldu tılsımı görüldü yüzü
Sömürür kemirir güçlü güçsüzü
Gücü yeten yetenindir bu dünya
İnsanlar insanı balta ormanı
Yılan kurbağayı leylek yılanı
Serçe solucanı aslan ceylanı
Pençe vurup yırtanındır bu dünya
Aşık Ruhani’nin bu endişesi
Bilmeyenler bilenlerin maşası
Fakir fukaraya sabır köşesi
Balı yağa katanındır bu dünya
ANLAMI VE ANLATIMI İLE HARİKA BİR ÇALIŞMA ÜSTADIM