KEFEN BİÇİLMİŞ GELİNLİK

Bir duvak demir parmaklık misali 
Çevrede gülen yüzler gözyaşlarına inat 
Davullar zurnalar çalınıyor 
Halaya durmuş güzel kıyafetler 

...Buradaki teşbih / imge harika: Duvak demir parmaklığa benzetilmiş. Bizim toplumda izdivaç genellikle ana-babanın iradesi ve onayı istikametinde gelişiyor. Duvak, gelinin bu karara karşı isyanını gölgeleyen ve gizleyen bir bez. Zira düğünde hiçkimse ,,somurtan'', ,,gülmeyen'' bir gelini görmek istemez. Bir noktayı hayvansal bir eylem olarak telakki ederim: Arada duygusal bağ ve ilişki olmadan, daha doğrusu başkalarının isteği doğrultusunda, baskı ile evlendirilen bir kızı, damat bu durumu bildiği halde gelini nasıl koynuna alır, nasıl öper ve cinsel yönden yaklaşır. Bunu hayatım boyunca tiksindirici bulmuşumdur. Duvak, aslında gelinin gözlerini bağlayan ve bu zindana götürmeyi sağlayan bir şey. Damat kim? Gardiyan.

,,Halaya durmuş güzel kıyafetler ''. Bu cümlede, insanlar değil de ,,kıyafetlerin'' vurgulanması değişik bir anlatım tarzı: Çünkü, kıyafetten insanı anlayabiliriz. Anlamda bir taşla iki kuş vurmak buna denir. Eğer ,,İnsanlar'' denseydi, sadece düğüne katılan kalabalık anlaşılırdı. Bir de şöyle bakılabilir: Mutsuz bir düğünü insanlar güzel kıyafetlerle kutluyur. Halbuki insan güzel günlerde güzel giyinir. Herkes düğünlerde başkasına hava atma telaşında. Halbuki duvagın altında ağlayan iki gözden herkes habersizdir. Bunları bu cümle çok güzel anlatmış.

Bu bir cenaze benim cenazem 
Beyazlar içinde kavrulan bedenim 
Adı gelinlik konmuş kefenin 
Bir çift göz uzaklardan izliyor
Kalbin ığıl ığıl kanamasını

... İradesi alınan bir insan ölmüştür. İnsan için hürriyet mukaddes. İnsan hayatında bir defa evlenir. Böyle bir kararın sahibi evlenen kişi olmalıdır. Beyazların, insanın ruhunu yakması. Mest eden bir tarif. Bunu tarif edecek bir cümle bulamadım. Bir de giden kızın bir sevdiği olursa ve bu gidişe dur diyemiyorsa durum daha hazin olur. Ayrıca şiirin sırrı burada. Şiirin içinde başka bir olay daha anlatılıyor: Seven bir insan var ve bu insan sevdiği kadını / kızı göz göre göre başkasına veriyor. Susuyor. İzliyor. Bu seyirci aşıka insandır bu şiir. Bu mısraların perde arkasında birbirine seven iki sevgilinin veda sahnesi, düğün dekoru ve figürleri ile anlatılmış. Harika bir oyun ve ima yolları. Gam_Selinin hermönitik üslubu. Hikaye müteşabih; ama ana fikir başka.
Kınamda kadınlar söylerken 

Yüksek yüksek tepeleri
Umutsuzluk yalvarıyor içimden
Vermeyin beni yaban ellere diye 
En sessiz çığlıklarımla 
Hani sevmiştin sen 
Söyle şimdi neredsin 
Başkalarına yar olurken ben


Bu bölümde gelin= sevgili âşıka sesleniyor:

İzin verme sevdiğim 
Vermesinler beni başkasına 
İçimde yüreğimde sen yaşarken 
Kıymasınlar seninle yeşeren sevgime 
Gelinliğim kefen biçilmesin üzerime 
Durma ne olur durma çek al beni

Yüreği burkan sözler... Bu sözlerin muhatabı, her şeyden haberdardır bence.
Başlangıçtaki gelin, burada sevgiliye dönüşüyor ve şiirin asıl konusu ortaya çıkıyor.
Aslında ortada gelin yok. Sevgili var.

Hayatında bir kez kendini düşünme 
Tut elimden çek al beni
Duvağıma senin yaptığın papatya taç olsun
Yüreğim yoluna yoldaş
Canım canına kurban olsun 
Sıyrıl tüm korkularından 
Yırt at üzerimize atılan töre ağını

....Gelinlik ve töre ağı, gayet şık bir imge....

Kanamasın sensizlikte yüreğim kuma olarak 
Gel sevdiğim gel ger göğüsünü korkulara 
Sar ruhunla ruhumu
Derinden kazılan bu düğün mezarında 
Sende bir kürek toprak atma sevdiğim atma 
Yüreğin burada kuma olması ne demek? Sevgili aşıkına diyor ki: Ben, beni tam olarak sevmeyen, başkasına gönlü kayan bir adama doğru akıyor. Tut elimden, bırakma beni bu ruhsal ikileme. İkilem? Sevgilinin gitti adamın kalbinde, başka bayanların sevgisi / aşkı var. Böyle olunca, bu çaresiz sevgilinin kalbi, diğer maşukların yanında ,,Kuma'' oluyor. Ruhumu sarartan bir tasvir ve tablo.
Duygusallığı çok büyük bir şiir.

Başarılar diliyorum Gam_Selim.

Başka bir şiirinde buluşmak dileğiyle.

S / ÂYE tarafından 4/26/2012 11:26:38 PM zamanında düzenlenmiştir.