ayın karanlık yüzü
ağrıyan günlerin sonrasında
yüzünü örten güneşin yokluğuyla çizildi gece koynuna insanların yeknesak bir koşturmanın ardından yorgun düştü izdüşümü gündüz düşlerinin ıkındıkça doğan bebeklerin sayısındaki artışla dans etti yıldızlar nadide bir gülüş arasında damladı inci damlaların bereketi dile geldi çiçeklerin renklerinde aşk kendine dolanıp dans ederken aşkla…ihtirasla kalakaldı yalnız boşluğun ortasında alı al bir gecede fırladı ay moru mor bir karanlığa elde sensizliğin ıssızlığı rakkaselerin kıvırdığı oynak melodinin titreten coşkusunda azgın bir soğuk vurunca sokaklara kapıya düştü kar sesleri defalarca nesillerin kazıdığı yaraları kanattı yalnızlığın feryat figan çığlıkları aktı kan oluk oluk ve hiç durmadan lirik bir şiirde esen meltemin fırtınaya dönüştüğü bir keşmekeş içinde ılık bir türkünün yakan sanrısında yol alan yaralı sözleri sevdalının çizildi tabloya ve renkler isyanlarda gece gizliden sürüyor hükmünü sevgili kapat ışığı…doğar şimdi ay yiten güneşin parlaklığında yansıtır seni akşamlarımın ayazında yine…yeniden ve yalnızca bana yalan da olsa atilla güler |
düş kollarıma
biraz ıslak
biraz duru
eyvallah şair...