İki Şekerli ÇileŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Oturdum bir akşam çile evine,
Söyledim iki şekerli bir çile, Mars edecekti hayatı bir düşeşe, Bu şiir armağan olsun dosta eşe.
Koyu bir akşam...
Oturdum bir çile evine, -Çileci! Bana demli bir çile, iki şekerli olsun. Sonra daldım sokağı seyre. Rüzgar bazen sakin bazen telaşlı Mavi ışıklı yanıp sönen tabela Bir vuruyor, bir duruyor duvarlara. Arabanın altında hınzır kara kedi Sokağın sakinliğine, yorgunluğuna rağmen Telaşla koşuşturuyor sağa sola. Tam dalmışken uzaklara Yine o kedi, Önce sinip bir köşeye, sonra fırlayıveriyor ortaya İçimi kıllandırıyor bu kedi, Kara kedi. Ak olsada, bu karanlıkta karadır bu kedi kara. Yanımda dervişi andıran bir adam. Maphus etmiş saçları, üstünden kaçmış kaçanı Beyaz kefen giymiş kalanı. Elinde dürüm, gözler önündeki yola takılı Ağzında bir lokma, yutamıyor Sabit ve monoton bir halde geviyor da geviyor. Zannımca yine çile çökmüş üstüne. Taa sonra demli bir çile Ve dokunuyor bir tutam tütüne. Karşıda bir lokanta, Bu günün yorgunluğuyla Bir demlik çilede orada kaynıyor. Çilenin pençeleri camlara yapışıp, Damla damla kayıyor. Bir yanda son marsa düşeş atmaya çalışan çilekeş, Elinde iki zar, sallıyor da sallıyor Elinde iki semazen döne döne düşüyor. İşte, Sonunda mars etti derken, Zarın biri tavlaya şeş, diğeri yola. Düşeş olmasına düşeş. Amma! Kader ayırdı bizi sevgilim. Ak pullar siyah pullar, Bir yol üzeri birbirini kovalarlar. Sıra sıra, üstüne basa basa, Sabırla, beklerler evini, Tek olanı kovarlar. Ak pullar siyah pullar, Pulların kaderi bir çift zar. Vel hâsıl iki şekerli bir muhabbet, Ömür dediğin nedir ki be çileci. -Çileci Çileci: Ne var! -İki şekerli bir çile. Ne kadar borcum? Çileci: Düşeş düştü mü? -Düştü. ... -Fakat ayrı düştü. Çileci: O zaman senin paran geçmez burada. Allah sabır versin. - Sabır gör... |