savaşsuyun bittiği kuyunun başı hep kalabalık bir at dört nalını boynuna takmış başında sarı yazmalı ağaçlar ağıt yakmacasına ellerini başına vurur başından beri kuralsız bu oyun çocuklar gülmecesine dört nala koşuşturur zira savaş meydanlarında özgürlük askerler öldürmecesine kılıçlarını savurur hakikaten savaş meydanlarında özgürlük askerler ölmecesine kalkanlarına sarılır toprağa hasret yağmurun altında bir kılıç ile kalkan hummalıca çarpışır özgürlük ezelden beri beynin damarlarında hurafe bir kafes kurmuş beyninin etrafına özgürlük çocukların çocukluğunda sonra savaş bir çoçuğun oyununda oynarken bir çocuğun dizi kanar annenin içinde feryad figan çocuğun yüzüne yüzünde bir gülüş var... sonra insanın içinde bir meydan savaşır ortasında atlara yüklenmiş duygular zafer kazanılana kadar gökyüzü hep karamsar bozguna uğramış bir çocuk oyununda, zafer kimin umrunda şah bir zindanın kuytusunda beyniyle elli kere savaşır savaşın kokusu bin kaç damla kan, bin kaç damla ter savaşın şahiti ve de sebebi meçhul bin karış toprak sonra örtecek suçunu tarihin derinliklerine kat kat |