ALDIRMA ...!’Erkenciyim ’ dediğime, aldırma, Hiçbir zaman yetişemedim, Çıplak ayaklarımda dikenli yolların izi Kaçanağı gözümdeki yaşın, yüreğimdeki sızısı. Ya vaktinden önce buluştum, Ya da hep vaktinden sonra yetiştim Geç kalınmışlığa, Ne mümkün orta yolu bulmak, ’ Erkenciyim ’ dediğime, inanma, Hiçbir zaman yetişemedim, Sıcak bir çayın buğusuna, Balı üstünde duran kahvaltı sofrasına. Ne mümkün,, Yoldan geçene ’ İyi akşamlar ’ demek, Dost hatırı almak, hastayı odasında ziyaret etmek. Günler mi kısaydı, ben mi biçare kalıyordum. Yoksa, gündelik telaşların bahanesi miydi, Hazıra kaçmak, pratik yaşamak.. Neydi bu yılgınlığın sebebi Baharı görmeden, yaz ortasında kalmak İki yakası bir araya gelmeyen gömleğin, Sırılsıklam, alın teri olmak. Uzun zaman oldu, Bir akşam yemeğinde Kendimle başbaşa kalmayalı. Hep geceden kaldı, Bir sonraki güne ertelediklerim, ’Erkenciyim ’ dediğime aldırma, Ne mümkün, doyasıya uyuyabilmek Hep görmek istediğim, Hiçbir zaman göremediğim, O sabahçı düşlere, Zamanında yetişebilmek, Göğsüme konan kuşu Ürkütmeden yakalayabilmek, Geç kalınmış bir duaya ’ Amin ’ demek, Kuru bir hatırın , Yaşla bir arada yanması demek. Yağmurdan kaçıp, saçaklar altına sığınan, Mülteci yaşantımın kaçağıydım, Bazen bir sahil kasabasında, Bazen de bir gökdelenin zirvesinde, Kovalarken yaşamı, Yakalanan yine ben olmuşum, Belki de bu yüzdendi, hep geç kalmışlığım, ’ Erkenciyim ’ dediğime aldırma. Uslanmayan gönlümün arsızıydım, Şiirde savrulan önsözümdü, Sessizliğin sularında alaboraydım, Kalemimin mührünü kırıp, özgürlüğü seçtim, Satır aralarında haykırırken, Yüreğimin özetine çitler germişim, Belki de bu yüzdendi, yaşama geç kalmışlığım, Ne mümkün, zamanında nefes alabilmek, ’ Erkenciyim ’ dediğime, aldırma... DİCLE AYYILDIZ |