ALLI MORLU SEVDAM
zil zurna özlemlere kefen biçtin
sevmeyi beceremedin gitti ince bir eyvah bıraktın avuçlarımda kadeh kaldırtın sensizliklere bedelini ağır ödettin kabuğu kalın içi boş yürek bilmeliydim senden bir cacık olmayacağını gönlünü ulu orta sevdalara verdin dipsiz kuyularda didindin durdun sürgünler yedin, katıksız hapisler de cabası kanadı kırık umutlar dağarcığında üç beş gram sevgi onu da hor kullandın, olur olmaz sevdalara palazlandırdın arsız yalnızlıkları doyma göz yaşına, al yüreğini çal başına söyler misin? bu belalı başla hangi olumsuzluğun defterini düreceksin hedefi on ikiden ne zaman vuracaksın bu kaçıncı sorti ikramiyelerin en büyüğü amorti huzur gemisi yine ayrıldı limandan her gelen gözyaşı bıraktı ardından yahu akıllanmadın bir türlü, yoluna izine güller ektiğim nedir senden, bunca çektiğim diyorsun ki çırpınışım bir yudum aşk için hadi sende karşında çocuk mu var kimi kandırıyorsun kayıp ettin yolu izi dünya umurunda mı? pembe düşler dizi, dizi yine yelken açtın, allı morlu bir sevdaya sonsuzluğa akan derya gibisin ben seni bilirim, senin gibileride umut fakirin ekmeği, bandır tiridine aşıklar mekanı kaffede karşında gül yüzlün felekten bir gün çalmışsın ince belli bardaktan çay, dondurmaya kaşık sallayarak bir sessizlik molası göz bebeği ürkek bir ceylan gibi endişeli fikrini bir noktaya kilitliyor başlıyor zamanı masaya yatırmaya hiç hesapta yokken ilk göz ağrısının ismi dudaklarında kayı veriyor gözleri nemli, derin bir nefes alıyor sigarasından bir hamle ile saçını savuruyor yana yol alıyor kervan geçmez, kuş konmaz diyarlara zaman buz kesiyor, kasırgalara bırakıyor yerini, duman sarıyor dağı hani kızmadım da değil çattım kaşlarımı, yüzümden düşenin vay haline ve ardından teselliler devreye giriyor birer, birer boş ver be oğlum anılar iz bırakır. sen sile bildin mi? Ne çıkar, bu bir atımlık sevgilerden gergin anlar at koşturuyor duygular yalın ayak umutlar düşüyor yırtık cebimden kenetlendi dişler boy verdi otlar, yeşerdi sabır taşımdan ben sana gül yüzlüm demiştim İstanbul yetmedi, il, il mısralarla seni aramıştım kim bilir neler saklı, emanet yüreğin en alt köşesinde var ki, dalıp, dalıp gidiyorsun derinlere bu defolu yaşamda ayakta durmak için biz hep bunu yapıyoruz olabilir ihtimalini bel bağlayarak parmaklarım elimi kanatırcasına sıkıyor yol alıyorum umutların vurgun yediği sahillere hep olabilir ihtimaline boyun eğerek seve bilme ihtimali yüreğini verebilme ihtimali mutlu olabilme ihtimali tek kapılı spor araba ihtimali pembe panjurlu bir ev ihtimali daha binlercesi hatta biyopsimin iyi huylu olma ihtimali hep havanda su dövmedik mi? yaşamın yeşilini çöle döndermedik mi? bitmez tükenmez hüsranlar, yorgun beden bu med cezirler değimli bu yüreği derbeder eden hayat akıp gidiyor dörtnala doludizgin can yorgun hayaller üzgün girdik çileli yola haydi sonumuz hayır ola Azimet ışık 03.09.2010 saat. 17.00 kumbaba şile İstanbul Bu şiirin kahramanı bu şiiri okuyup yorumu dinlemesi zor ihtimal ama siz dostların okumasını dinlemesini istedim saygımla |