abla parmağı
milim milim yaralarım var
senin değil, başkasının kardeşi olmak gibi zaten hiç olmamak gibi olmadığını anlayıp, çabalamak gibi çabalarken her adımda bir ayak parmağım kırılır koparmak isterken onları, başkasının ayak parmaklarını "abla parmağı"ymışcasına sevmen gibi. milim milim ilerler gözyaşlarım hiç ağlamayıp, "abla parmağı"nın üstüne bir kova su dökmek, yıkamak onu safça, tutkulu kırık, kangren parmaklarıysa itmek. onların üstüne hiç gözyaşı değmedi zaten, çatlaklarının arasına girmedi hiç yaşam suyu, ona sıfır geriden başladılar hep, ilerleyemediler de. dilim dilim parmaklarım var artık, fazla görünsün acım, belki o zaman ağlarım, ama gözyaşlarım hep başka "abla parmağı"nın içinde, benim olmayacak, sahip olduğunu sandığım halde. abla parmakları alacaklar parça parmaklarımı geri vermeyecekler bana buna değer görmeyecekler belki de, değersizliğim için. |