sözanzavur baskını yedik koçkayanın gedikte üstelik tohma çayına gıdım kala dedim suyun uyuduğunu gördüm inanmadı topal şehmo mavzer çekirdeğinin en yağlısını yedim haberin ola iki elin kanda olsa diye tel veriyorsun ikide bir bu aladağları aşmak kolay mı hangi eşkiyaya yamak dursam gövdemden parçalar gidiyor hediye yıldırım ualaklarla geldi kağıdın hem de müjdeler istedi zaptiye içimdeki yol sızısını samana düşen közü ne bile avşar ellerinden gök ali gözleri cam göbeği cinin teki yoz yayarken baydığının tepede faka düşerken görmüş bizi üst üste dayanmış mermilere habire polim düşünmüş haramilere yatıdayız koyakların en derininde sağ yanım kenger otu sol yanımda acemi yürek kırmızıya çalarken kara dağlar kadim’im beni bekle kasım |