USLANMADI BU GÖNLÜM!
Bu nasıl bir gönül ki! Uslanmadı, uslanmaz!
Hırçın boranlar gibi, sokar beni dehlize, Çamurlara harç olur, her nedense paslanmaz, Boynuna taş bağlayıp, atsam derim ummana. Arılaşır bal arar, çiçek, çiçek dolaşır, Durmaz, fırlar sadaktan, benliğimle dalaşır, Nefsimi alt üst eder, çirkefliğe bulaşır, Gözlerini dağlayıp, atsam derim ummana. Darağaçları kurar, sallandırır özümü, Feryat figan etsem de, dinletemem sözümü, Aydınlığa çıktım derken, kara eder yüzümü, Seller gibi çağlayıp, atsam derim ummana. Düz ovalar dururken, çığırlarda yol arar, Yüreği kanatarak, yapıyor onca zarar, Artık versin diyorum, sığ bir limanda karar, Yokluğuna ağlayıp, atsam derim ummana. Tükendim, yıldım, bittim, peşi sıra koşmaktan. Yataklara sığmıyor, haz alıyor coşmaktan, Sarp bir vadiye düştüm, korkuyorum aşmaktan, Bir kuş gibi avlayıp, atsam derim ummana. Ali KILIÇ-OSMANİYE |