D/üşüyorum
uzundur bu kentin geceleri
hele aklın düğüm düğümse ağzımda dilsiz küfürler sokakları paralıyorum devriyeler kol geziyor Tanrım şimdi yağmur yağsa sus diyor içimdeki piç ıslanmayı sevmiyor teninde uyuduğum kadınlar geliyor aklıma kan yağıyor gökten susuyorum böyle olunca Buenos Aires’te gidiyorum hüzünlü bir kemancı gibi Eva peronun önünden geçiyorum ıslık çalıyorum bir işçinin elindeki nasır oluyor kalbim dedimya uzundur bu kentin geceleri radyoda "hüzün kovan kuşu" çalıyor nede güzel söylüyor kapatıyorum gözlerimi temiz bir rüyaya sallanıyor gondol Venedik ah Venedik Paris’ten sonra kalbim sende kaldı kalbim kanamalı bir hasta köpekler uluyor sokakta ışıkları yakıp radyonun sesini biraz daha açıyorum her an gitmeye hazır çantama bakıyorum uzun yollar gözlerimde tabakamdan bir sigara yakıyorum senin aldığın tabakadan seni düşününce toz toz oluyorum böyle olunca uzun oluyor bu kentin geceleri ölüm kokuyor bu şehrin sokakları sarmaşık güller yok çocuk sesleri de gelmiyor sokaklardan dilsiz oluyorum kirleniyor beyaz kağıt sövüyorum sensiz geleceğe seviştiğim kadınlarla karşılaşıyorum sokakta yanıyor tüm şiirler yalana düşüyor şairler Adriyatik denizinde unutuyorum kendimi sonra beyoğlunda serseri dayak yiyorum itlerden gel bul beni kayboluyorum sen olmayınca şeytan sobeliyor beni ve intihar ediyor ruhum papazın meyhanesinde düşüyorum boşluğa balonlarım uçuyor elimden gökyüzü, mavi gökyüzü kararıyor tabakam elimden düşüyor kapatıyorum gözlerimi sen olmayınca uzun oluyor bu kentin geceleri |