BATSIN TÖRENİZ
Dikenli ıssız tarlalarının ortasında
Karanlık yemişlerin ağaçları Kayıp şehrin, yabani yalnızlığı Evin ıssız bir köşesine, sinmiş çocuk Suskun, sanki yokmuşcasına İncinen, bakışları Uçup giden, zamanı kemirir Yangın yaraları arasında Umutsuz! yürek Yapılmış, pazarlık Söylemek ister, yutkunur Kalkar ayağa, tekrar oturur, Düşünür, “Agam gibi beni de okutun” Babasının gözlerine bakar, iğrenç Töre! Onbeşindedir daha Verilir, yaşlı adama Alınır, başlık parası Satılmıştır bedeni Herkes, kendi türküsünü söyler En nemli tepelerinde yeryüzü El değmemiş ışık, yitik ruhun karanlıklarında Kurtların ormanında, parça, parça Muaazam fırtına, söker köklerinden Rüzgarın kumu, vahşice girer gözlerine Ürkmüşlük ve dibe batmışlık Yıkılır beyaz kuleler Kurban edilmiş, elleri kınalı Yıldırımın çakışında çığlık Merhametsizce batar güneş İki el namlu sesi, Bir gonca gül düşer yere Seste, yağmurda ve dağlarda yankısı Batsın töreniz! |