KAYBEDENLER GERÇEĞİ
Yokluk ile tükendi umut denen sermaye;
Sevincimiz kursakta birazdan da az bizim. Sürgün iken başladık acılarda ermeye Bu yüzden sözümüz tok; başımız beyaz bizim! Hırçınız! Havamız sert! Zaman; öfkeli deniz! Hırsla, aşık atmaktan ne bet kaldı ne beniz. Hülyâda, her hüsranın bıraktığı derin iz: Canı târumar etti; baharımız güz bizim. Mutluluk veresiye ızdırap peşin peşin Baştan eyvallah deyip cilvesine ateşin Girip şaşkını olduk aşk denen keşmekeşin Merhamet tarlasında serpilen maraz bizim. Fermanın doğası ki; dinlemiyor amanı Hayatla meşk etmeye gönlün de yok dermânı Yandık, geçim derdiyle; görünmüyor dumanı İçerimiz yanardağ dışımız ayaz bizim. Sakın bunak sanmayın dumur olsak da yer yer; Elden düşmemiz bile piyasada muhayyer. Dert, derdinden yakınsa üzgümüzde bulur yer Dilimiz he’ye yatkın; hayıra ahraz bizim. Doruklar bulutlanır; içimiz gam vadisi! Göz kapaklarımla bir yerle göğün perdesi Kapanınca dolar mı çilemizin vadesi? Ahretimiz hacizli nafile niyaz bizim. 01.04.2012 Salih ERDEM / AYDIN |
Kutladim gonulden yureginizi .
Saygilar ..