Şiraze
ve sen Şirâze
kalbimin kırmızısı... nereye baksam siyah nereye gitsem alaca hicran ve ah sen Şirâze kasvetli dağlara bile sulusepken sevda kirlenmesin diye beyaz çizgilerimiz Kabe kılmıştın bir mümin kalbini bize her şey seninle sermest Şirâze yer ve gökte bir coşku bir neşe bin yıllık hasretiyle bir yılan telaş içinde mağarada bir çift güvercin ve bir örümcek güneşi saklamak için yaşlı bir rahip yıllarca oniki yaşında bir çocuğu bekliyordu bir baba açmış ellerini semaya dua ederken bir kardeş kutsal neşidelerle kanatlanıyordu göklerin göğüne bir annenin en güzel düşü yıldızlar içinde bir yıldız ve ayın ondördü bütün aşkların nihayetinde beklenilen o sendin Şirâze tek şeritli dünya gidenler dönmeyecek sen dönmeyeceksin bir daha ve dönmeyeceğini bile bile uzak zamanların son rıhtımında kimseyi değil kimsesizliğimi bekleyecektim sensizliğin duldalığında bir hercai, bir lale ve kırmızı güller ki Şirâze, baktığım her şeyi sana benzetecektim sonra nisan coşkusuyla bir pazartesi bütün maviliklerimle sana gelecektim oysa sen Şirâze çoktan çekip gitmiştin aramızdan son perdeler indi varlığından yoksun çağın koridorlarında yokluğun yoksulluk olarak yetti bana oysa bir Ebu Bekir ağlayacaktı içimde kabullenmeyecektim gidişini bir Faruk gibi kükreyecektim öylesine bir suskuyla değil Uhud gibi titreyecekti gönlümün hücreleri bîzar olacaktım Osman gibi utanacaktım yokluğunun her nefesinde gök kubbenin altında bir uğultu, bir hengame ve ben kırıp döktüğüm, yıkıp geçtiğim gençliğin buyurgan efsunuyla nedense suskunluğum hep sana bıraktığın gibi kalamadım, kalamadık Şirâze en çoğuyla sensizliği hakkettik ondört asırlık bir özlem tufanında seninle başlayacaktım herşeye bir elif gibi akacaktım sana ve uğruna ölünecek sevdayı bir Üveys gibi yaşatacaktım içimde oysa sen, sana ait ne varsa alıp gitmiştin Şirâze herdem sensizlik çöreklenir üstüme bir süngü aniden saplanır böğrüme bir Hamza sessizliğinde dilim kalbim Hayberde aslan pençesi ve atılmışlığım sevgisizlik çölüne oysa bütün sürgünlüklerim sana Şirâze hadi tut ellerimizden bırakma yeniden bir hurma kütüğü gibi ağlasın seni kalbimiz ve yürümek saadet kervanıyla Hiraya sen gönül mahzenimde zemzem sen en güzel söz, naz, niyaz ve berceste sen Şirâze bulduğum bir kevser Şirâze sen bir mavera sana susadı kainat sana ram kâf ve nûn Şirâze biz aşk dehlizinde deli divane biz Şirâze en çoğuyla mecburuz sana. Zafer ŞIK 2012 Ümraniye Belediyesi 8. Geleneksel Naat Temalı Şiir Yarışması Mansiyon Ödülü |
Hem bu sitede hem de şiir yarışmasında aldığı ödülleri ve seçkileri sonuna kadar hak ediyor.
tebrik ederim.
selam ve saygı ile.