KİRLİ OYUNhep kırılan umutların , hüznüne yaslanmış buruk acılar var belli etmesende sen. görünüşde, kızaran yüzünde kaybedemiyorsun utangaç ifadeleri. sanki ben değilmişim gibi çaresiz olan, çok şeyler geçiyor olmalı aklından bir cellat edasıyla belkide, koy diyorsun sehpaya kafanı. gözüme bağlamaya gerek duymadığın kurdelam ellerimde kelepçe şimdi. acılırım baş kaldırmış isyanlarda, ben duygularımla boğuşuyorum. değişken yüz ifadelerimdeki öfke korkutuyor olmalı, elini sen çabuk tutmaya çalışıyorsun belkide utanmanın diğer yanı ar saydı seni gizlice, pişman olmayasın diye. her gözünü kaçırmaya çalıştığın anda yakalanman bir şamar gibi patlarken suratında sanki mermi çekirdği an sayıyordu namlunun ucunda. istemediğin şeyi yaptırmanın heyecanı vardı belkide, içindeki azgın şeytanda. sanki emir kuluymuşsun sen değilmişsin gibi zulmeden o sır anında. günah yükünü sırtlamış bir suçluydum, mazinin kirli koynunda , lanet olası dramatize oyunlar sahnede düşlerde sevişmeler yenik uykuda. alaca karanlığın sorgusuz sabahlarında bitirdim, bir temmuz ay’ını daha sıcak, özleme tutsak heves kalmadı bu da bir kabahat herkes gittiğinde. mavi bakışları gizledim kara camlı gözlüklerin altına. dudaklarımdaki titremeler başladı, dilim keke, haykırışlarım yok şimdi kafam kesilince, gözlerim bakıyor sadece çok uzaklara sen gelmeyince............................ |
şikesiz düşüncede demlenmiş beyinde kara olmaz
iyi geceler