0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1280
Okunma

Şiirimin Hikâyesi :
bu sitede
edebiyatdefteri.com’ da
makaleler bölümünde
ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER-14: Cem Sultan
yazmızdadır.
Biliyorum sen halâ Rodos’tan
Bakıyorsun yaşlı gözlerle cennet Anadolu’ya.
Kardeş kamasıdır sırtındaki
Emirgân bahçelerinde yüzü yanmış güllerin
Hıçkırmasıdır kulaklarındaki.
Manâ kıblede, kıble içinin içinde Cem
Yönel ona, bırakma ve aç avuçlarını semâya
Sıyır kara bulutları mora çalan düşlerinden
Yüzyılın sancısı vurmakta bak şakaklarını
Kopart gönül uçurtmalarının şiirden iplerini
Ölüme dost,
…………Ayrılığa can,
………………Gurbete yâran ol Cem…
Biliyorum sen halâ Roma’da ya da Nis’tesin
İçi kan kırmızı, dışı simsiyah bir sistesin
Biliyorum şehzâde kaftanın yerlerde sürünmekte
Yâdeller içinde ağlamaklı bir vaziyettesin.
İyi bak Cem, iyi bak çeşmelere
Çeşmelerden dolan testilere iyi bak !
İçlerinde irin mi var, nur mu var?
Mecnun ol es yürek çölünde, Kerem ol yan
Dadaloğlu, Köroğlu ol, çal kılıcı haksıza
Fakat, Yunus olmayı unutma asla e mi?
Yunus olmayı Cem?!..
Altın işlenmiş kama, çıkar mı hiç kınından?
Şehzâdeler geçende tarih aralığından
Bu şehr-i İstanbul ki, Yaradan’dan hediye
Serpilmiş pul pul işte, tepelerle vadiye.
Çekilir mi kılıçlar, kardeşlik bitsin diye?
Altın işlenmiş kama, çıkar mı hiç kınından?
Yalı bahçelerine bahar yağdır bakışla
Seferden dönsün gayri, metrisle, yedi kışla
Mahzun bir tebessümle, şiirini nakışla
Şehzâdeler geçende tarih aralığından
Çelebiler geçende ufkumun çizgisinden
Sen gelirsin aklıma, melil mahzun, yetim sen
Yaradılmış canlının cümlesi Allah kulu
Dünya gelip geçici, acemiler okulu.
Mehterbaşı yeniden çalıversin davulu
Çelebiler geçende ufkumun çizgisinden
Yeditepe İstanbul, yedi göğe yükselir
Boğazda rüzgârımsın, gönül dağlarıma gir
Bir yâr sevsem Beykoz’dan, menekşe kokar gelir
Sen gelirsin aklıma, melil, mahzun yetim sen.
Biliyorum sen halâ konuksun
İstemeden yaban elde
Mecburi konuk.
Kır aynaların çılgın bakışlı yüzlerini
Parçala İstanbul kokmayan gecelerin
Esaret dolu gündüzlerini…
Çağ açıp çağ kapatan bir sultanın
En küçük oğlusun Cem, balasısın…
Öfke, nefret ve de şüphe
Sardı ise boydan boya sarayı
Kardeş kaması derin açar
Sırtındaki yarayı.
Bükme boynunu Cem, bükme
Mısraların dert ortağın, yâr zülfünde gül kokusu
Topla şairlerini çepeçevre, ör halkayı
Kaç okka yüreği Papaz efendinin?
Ve kaç para alır kefeninin cebi, oy anam?!
Osmanlı sultanına eyvallahın yok iken
Çan sesine değişmezsin ezanı
Değişmezsin biliyorum Cem, değişmezsin…
Adalardan gelen o yosun gözlü kızla
Seni bekliyorum hâla seni Cem,
Neden gelmezsin?
Mustafa CEYLAN