EY HASRET ŞOFÖRÜ !(Gülce-Buluşma)
Çözdün mü ömrün boyunca bir kere
Tek bir kere "muamma", de bana?! Yoksa "askı"da mı kaldı hayat bilmecen Ve sustu mu gönül sazın köy odalarında… Yarım kalan şiirlerin yarım sultanı Çıldır nerededir bilir misin acaba? Duydun mu, işittin mi ey ham manzumeci? Kimdir, ne demiştir Çıldırlı Şenlik Baba ? Ve Baş parmağı niye göğü gösterir ? Beldesinin yol ağzına bağdaş kurup oturanda Düşündün mü hiç ? Sen ki uyakların tahta bacaklı süvarisi Yaralı, kırık ve şiş iskeletli manzumelerin Yorgun kalemli sahibi, İmgelerin ruhsuz ve şekilsiz, Duygu mimarına çırak bile olamadın Baden zehir zıkkım, dilin kilitli Sürgüde ve sürgündesin Sözcüklerin en utangaç efendisi… Haydi çek arabanı ey hasret şoförü Çalıştır, bas gaza, yürü doğuya… Kars’a, Ardahan’a uzan da görelim Görelim Anadolu yollarında seni de İçimiz rahat, evlerimize dönelim… Yolda bir kaset at dinle Çıldır divanını Çıldır koşmasını Ve 93 koçaklamasını Şenlik Baba’dan.. Unutma, tamam mı? Ey düzayak koşmanın Altıbeş onbirlik meftunu dostum, Bilir misin cigalı tecnis nedir? Ya tuyuğu, varsağıyı ?... İşittin mi hiç? Öldük, öldürüldük Bin kez öldürdüler, milyon kere dirildik Şenlik babamızı zehirlediler Gitti zehirleyenler, yok adları-sanları Şenlik Baba yaşamakta işte Daha kaç bin yıl yaşayacak içimizde Bizde, bizimle… Sazımın sinesinden arşa yükselir içim Parmaklarım ufukta dolanır hilâl çizer. Acım, öfkem, hüznüm ve en mükemmel sevincim Bir anda mısralaşır söz sultanıyla gezer Coğrafyayı yurt yapan bayram yeri, şenliğim Halkımın yüreğidir, dilidir ozanlarım. Ermeni’ye, Moskof’a kafa tutan Şenliğim Gül açar Ardahan’da, o gün onu anlarım. Mustafa CEYLAN |
Kalemin daim olsun
_____________________________________Selamlar