BİR KIRBAÇÇI DAHA *
Memleketin birinde iş bilmez bir hükümdar
Hazinesi tamtakır; vatandaşı tarumar! Vergi, vergi üstüne; halkta derman kalmamış Dipsiz dibi çıkası hiçbir zaman dolmamış. Vezirleri toplamış: “Bana bir akıl verin Toplananlar yetmiyor, yeni gelirler derin.” Aklıevvel vezirler baş başa düşünmüşler: “Bulduk!” diye topyekûn huzura taşınmışlar. Divan durup el pençe girip söze usûlden: “Köprü durur ne güne para basar usuldan. Şimdiden tezi yoktur şehre haber salalım; Köprüden her geçenden birer akçe alalım.” Memur hemen başlamış köprübaşı işine; Tahsil etmiş bir akçe geçen kelle başına. Daha vakit geçmeden hakan yine sıkışmış Vezirleri çağırıp: “Para!” diye çıkışmış! Vezir yokluk ne bilsin heybesinde yokluk yok “Ferman verin alalım hükümdarım çözüm çok! Köprünün çıkışına başka memur koyalım Bir akçeydi önceden şimdi iki alalım.” Padişah duraksamış isyan çıkar diyerek Israr etmiş vezirler, bahaneler sayarak. Halk tepkisiz başlamış çifter akçe vermeye Bu durum da sultanın sinirini germeye! “İtiraz yok mu?” diye sorar olmuş durmadan “Geçmez mi hiç vatandaş akçesini vermeden?” Aldığı her cevapta şaşkınlığı çoğalmış Bir gariplik var diye bu konuya eğilmiş Ve kötü bir gününde aklına fikir gelmiş Ferman verip tezelden halkına haber salmış: “Köprümüzden her geçen iki akçe verecek Köprünün ortasında üç de kırbaç yiyecek!..” Sonrasında bir merak ama para geliyor “Vergi ne hâlde?” dese müspet yanıt alıyor. Cevaplara kanmayıp yeter etmiş sormaya Karar vermiş, aslı ne, gözleriyle görmeye… Bakmış herkes sessizce parasını veriyor Kırbaççının önünde sırasını bekliyor. Bunu gören padişah kızgınlıkla bağırmış: “Bir istem var mı?” diye ahâliyi çağırmış. “Evet!” demiş birisi hükümdar çok sevinmiş Toplulukla birlikte ses verene devinmiş. Kırbaççı önünde ki zata dönmüş tüm gözler “Söyle!” demiş hükümdar ve dökülmüş şu sözler: “Para vermek kolay ya lâkin sırayı görün Bir kırbaççı yetmiyor ikincisini verin!..” Koyun sudan vergiyi nasıl olsa halk koyun; Doğrultusu uçurum zannetmeyin ki oyun! |
Bu şiiri okuyunca yazdığınız tarhi de düşünmüş ve aradan geçen yıllar zarfında pek bir değişiklik olmadığını acı acı tespit etmiştim ve yıllar önce İlhan Bardakçı merhumun bir kitabında "Duyun-u Umumi" ile ilgili yazılanları hatırlamıştım ki o anlatılan dış borçların tahsilinin tafsilatını vermişti, baktım ki yineaynı; değişen sadece dıştan pomalananlar ve propaganda araçları...
Sizi bu nefis şiirinizden ve duyarlılığınızdan ötürü bir kez daha kutluyorum...
Selam vesaygılarımla...