Dut Ağacı
Saçların...
Uzamasın onlar Ben sende, avucuma dek uzanan o bukleleri sevmedim Zamanın varsa kal... Gözlerin saçların olmadan, daha aydınlık görünüyor! Hatırlıyorsundur... Dut kurumuştu da balkonda, sallayıp toplamıştık birlikte ağacın betona sarkan dallarını Dalda kurumuştu dut, biz de şaşmıştık Ben gözlerinin elasına benzetmiştim güneşe karşı duruşlarını ... Gözleri düşmemişti ellerine ağacın Biz, Biz bir ikimiz betonu toprak saymıştık Unutmadım ben... Ellerin küçük bir beton gibi buz tutardı üzülünce! ... Üzülürdün sen, ben nedendir bilmezdim pek Sormazdım ve sen söylemezdin Giderdin bir kuytunun en varolmadık kalabalığına Kağıtları dinlerdin Beni beklemezdin, sözcükler sana seslenişimi getirsin istemezdin Bensiz kalmak senin... Bensiz kalmak en aşk dolu tarafındı Sen beni, dokunuşlarınla aşikar etmeyi sevmezdin. Şimdi balkonumu terketmiş birkaç dalı var dut ağacının Güneşin yüzüne küsmüş üstelik, Kendi gövdesine eğilmiş düşünüyor,görüyorum Ne seni bilebilirdi, ne beni terkettiğini Kainatın dili sessiz Ben bile üzülüyorum. Asena Gülsüm Güneş |
Sormazdım ve sen söylemezdin
Giderdin bir kuytunun en varolmadık kalabalığına
Kağıtları dinlerdin
kağıtları dinlemek ne hoş bir ifade.
tarzınız şiire yakışmış değerli kalem.
hürmetler.
AYKAÇ