ELBETTE ŞİİR OLACAK ŞAİRİN TESELLİSİ
“Elbet şiir olacak şairin tesellisi
Ve en kötüsü bile işe yarayacak aşklaşmaların Yazana değilse bile okuyana faydalı Bak aynı başına gelmiş adamın benim başıma gelen O da üzülmüş aynı benim gibi …. Benimki daha acıklı değil Onunkinden, fiyakalı değil onun acısı benimkinden Sade güzel olan kelimeler.. Sade kelimeler… Kelimeler…”-Yılmaz Erdoğan- * Yılmaz Erdoğan’ın yukarıdaki dizeleri onun şair yüreğinden yüreklerimize çağlıyor ve duygu havuzlarımızda serinliyoruz. Birden aklıma gelen düşünceyle ürperdim. Seven duygularını ifade edemeyen, açıklamakta zorlanan ve sevildiğini bilmeden yaşayan ve hatta ihanete uğrayıp da terk edilen bir insanın yüreğine neşteri vursalar, acaba nasıl bir görüntüyle karşılaşılırdı? Herhalde, kırmızı renkte içimizi bir vida gibi burkan hoş olmayan bir görüntüyle karşılaşırdık. Ama şair sözcükleriyle neşteri vuruyor, ameliyat ediyor nice gönüllerde şifa verip, şarkılarda gönül tellerimize yürek sesi oluyor.Böylesi duygu renkleriyle yüreğinde hüzünler beneklenirken, sanatçı- şair Yılmaz Erdoğan’ın,“Elbette şiir olacak şairin tesellisi.” adlı şiirinin dizelerini fısıldadım. Aynı eş-zamanda bugünün anlamını ve Dünya Şiir Günü olduğunu anımsamıştım. Önce ” ne yazayım,” diye düşündüm. Daha sonra aklıma bir sanatçının aşk hikayesi ve yukarıdaki dizeleri düşmüştü: Çok derin bir anlam saklıydı o dizelerde ve ancak bir şair yanan gönüllere, “yüreğinin tulumbasından su taşıyabilir,” diye düşünürken o esnada beni hüzünle gülümsetmişti: Cemal Süreyya’nın günümüze çevirdiği Fransız Şair ve yazar Louis Aragon’un “ELSA” adlı şiiri. Gelin birlikte okuyalım duygu yüklü dizeleri: “Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm orada bütün ümitsizlikleri bekleyen ölüm Öyle derin ki her şeyi unuttum içlerinde” * Şairin sevdiğinin gözlerine baktığında gördüğü önemliydi. Yüreğin gözleri asla kör olmaz. Yüreğin gözlerinde sabahlar, geceler, günlerin sayısı da olmaz. Yüreğin iklimi zaman zaman kış olur, zemheri ayazlarla donar, kimi zaman da aşk konuk olur baharı yaşatır insana. Kimi zaman da yaşarken ölümü. Ayrılıklar ölümden beter değil mi? Bir zamanlar adını bilmediğim bir şair yaşamış ve aşık olmuş. Aşk nelere kadir! İşte bir şair kaleminden dökülenleri, buyrun sizinle birlikte okuyalım: “…Bir adam çok sevdiği kadına şiirler yazıyordu. Sonra o kadın ansızın onu terk etti.Adam kadının ardından şiirler yazmaya devam etti.Daha çok yazdı. Ve günün birinde çok ünlü bir şair oldu. … Yıllar sonra kadının yaşadığı kente gitti ve büyük bir şiir dinletisi sundu. Dinleti bittiğinde uğruna şiirler yazılan kadın kolunda kocası ile çıkışa geldi ve adama “merhaba” dedi. Adam ona sıradan bir insana bakar gibi baktı. Kadın: – “Beni tanımadın mı,” dedi. Adam: – “Hayır tanımadım, ” dedi. Kadın: -”Nasıl tanımazsın!” Ve kadın hayretler içinde kaldı; şaşırarak devam etti sözlerine: -”Hani, bir zamanlar uğruna şiirler yazdığın kadınım ben;Seni şair yapan kadın!..” Adam kadının gözlerine baktı ve derin bir iç çekip şöyle dedi. -“Keramet sende olsaydı o koluna taktığın adam da şair olurdu…” *** İşte şair yüreği!.. Hem onurlu hemde sevdalı yüreği ile asi duruşunu sürdürmüş, hala o kadını sevse bile… Aragon’un yüreğinden gönül sayfalarımıza düşen, “Mutlu Aşk Yoktur” şiirinde şairin ıssız yüreğine tanık olmuştum: “…İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur!“ *** Bu yıl Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından verilen 16. Altın Portakal Şiir Ödülü Mahmut Temizyürek’e değer görüldü. Seçici Kurul: Doğan Hızlan, Cevat Çapan, Ahmet İnam, Mustafa Durak ve Ahmet Telli idi. 16. Altın Portakal Şiir Ödülü jürisi, 2011 yılında Kırmızıkedi yayınları arasında çıkan ‘Yalangezen’ adlı eserinden yola çıkarak bu yılın ödülünün Mahmut Temizyürek’e verilmesini kararlaştırdı. Geçen yıl Antalya’da Kültür ve Sanat Yönetmenimiz Şair Mehmet Seviş, Halk Ozanımız Bekir Yaşar Sapacalı ile birlikte izlediğimiz Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından düzenlenmişti. 15. Altın Portakal Şiir Sempozyumunu Yazar Doğan Hızlan Başkanlığında yürütülmüştü. Geçen yıl Şair Emirhan Oğuz ödüle layık görülmüştü, 2012 yılı Antalya Altın Portakal Ödülünü de Altın Şairimiz, Ahmet Telli “NİDA” adlı şiir kitabıyla 2012′ ye ödülünü taşımıştı. Sevgili Ahmet Telli’yi içtenlikle kutluyor ve “Anladım” adlı şiiriyle sizleri baş başa bırakıyorum: Bulutları düşünüyorum, kuşları ve aşkı Tarihleri var da onların, hatta anıları Vatanları olmadı hiç bir zaman, ki onlar Ayışığına karıştılar yeryüzünden göçerek Ve bırakarak metal bir uygarlığı geride Anladım ayaklarımın altındaki dünya değil Çocuk sevinçleri, ipinden koparılmış uçurtmalar Bulutu ve suyu izliyor soluk bir sonsuzluk Anladım yüreğimdeki rüzgarla sürükleniyorum Üşüdüğümü unutuyorum, yalnızlığımı da Yasaksa artık bu ülkeden çıkmamız Vatansız olduğumuzu bilelim diyedir Mayınlayarak ömrümüzün kalan kısmını Anladım vatansızlıktır bir şaire yakışan. *** Yürekleriniz hep sevgiyle, mutlulukla ışısın. Dünya Şiir Günümüz Kutlu Olsun!.. Sevgiyle… Şiirle kalın… Emine PİŞİREN 21.Mart.2012 |