aidiyetin dayanılmaz hafifliği
yerkürenin tüm çiçekleri
şimdi size yazıyorum yerkürenin renk renk çiçekleri şimdi sizi kokluyorum kutuplarda bensiz çakan yıldırımlar kutuplarda kıvrıla kıvrıla akan tüm mavi, duru ırmaklar... size sesleniyorum afrikada kavrulmuş, susuz kalmış bozkırlar anadoludan bakıyorum size anadoludan yazıyorum size, anadoludan akıyorum ben de size anadoluda yıkık dökük bir kulübe demliğim sönük bir ateşin üzerinde bardak bardak coşuyorum enfes bir telaşe bu, nefes nefese koşuyorum kim ki beni fakir sanıyor kim ki beni gariban biliyor kim ki beni yetim addediyorsa yanılıyor... yerkürede yalnız değilim dağlarım var, ormanlarım benim sarp kayalıklarım dipsiz uçurumlarım... kısık gözlü bir yarasa, kulağını kırpıyor sarkıtlardan uzanıyor sakin sakin bakıyor bana görüyorum şu anda, görüyorum... düşsem de yataklara kurusa da boğazlarım kelimeler dolansa da ağzıma gözlerim yavaş yavaş soluklaşsa da... yetim değilim yerküre de yalnız değilim... sahipsiz değilim benim de bir gözleyenim var benim de bir Sahibim... 15.03.2012 |