Şehr-i Füsunkâr
Şehr-i Füsunkâr
Ey saçlarına hüzün taradığım şehr-i yâr! Unutma! Düşlerini boğazına düğümleyenler, Dem be dem sûretini anar. Ve kederin söyler mağmûm şarkılar. İnadına mesrûr bülbüller, "Can" diye adını şakırdar. Görmüyor mu, Bakıp da mehtabına çakılamayan gözler? Susuyor mu hala, Sevdana dizelerini koşamayan dil-i lâl sözler? Bırak yaslayayım surlarına, Koynumda büyüttüğüm hasret-i ekberi-ni Dökülsün damla damla Haliç’in yed-i şefikasına Çeşm-i giryânın kifâyetsiz taneleri. Ey azametini hücrelerime iliklediğim dâr-ı mefhâr! Sen ki saadetin beşiğinde Kaybedilmiş mazhâr. Dualarıyla Akşemseddin’in Sarıyor bedenimi haşyet-i Rahmân "Amin"leriyle Fâtih, Yırtıyor göğsümün çeperinde inşirâh. Elif elif yükselirken Kıyama meftun minarelerin âsumana, Kubbelerinle inşâ olayım Eyyûp’unda sabır dolayım Yüreğim kalksın şâhâ! Batırsın kedere mahkûn güneşin Hıçkırığa gebe serseri gülüşleri. Evhâmına kapılma ümitsizliğin sen Temâşa eylerim Galata’ndan Cezbeden endamıyla o gül cemalini. Ey Süleymaniye’nin eteklerinde savrulan mahruk-u nâr! Sen ey kahkalarında yaralandığım, Ruhunda aralandığım, Hüznüyle savrulduğum... Avare hislerde, Susturulmuş fethine vurulduğum şûledâr! Kanama! Acıtırsın yarana açtığım yarayı. Tut nefesini n’olur! Çekeyim iliklerime Esrik sularından katre-i gevher. Söksün göğsümdeki dikişi metruk nefesin. Yalnızlığının rayihasında Tutuşsun o nazenin sesin. Ey soğuk betonlar enkazında can çekişen lalezâr! Dileniyor bak! Topkapı surlarında mecrûh nazarım Vuruluyor mâsumâne Beyazıt Meydanı’nda örselenmiş duygularım. Hüznüm taşıyor, Üsküdar’dan Kadıköy’e vapurlar. Ve bir lahza, Avlıyor âşikar hüznümü Şakaklarına tüneyen martılar. Ne çare! Getirmiyor sevincin bana Gerdanına taktığın köprülerden atılan intiharlar!.. Ey düşlerim misâli Dağıtılan,koparılan Ve devrilen târumâr! Sen ki ayaklarının tozuna Kıymeti biçilemeyen paha! Fecrin makamıyla Ahengine vurulurken bu yürek sessizce Hicrânını kanıyorum, Şavkına uyanamayan gönül-süz-lere. Umutlarını koşuyorum Durmadan,usanmadan... Doğuyorum rahmine Canına kastedenlerin Vurdumduymazlığına bulanmadan. Terkedilmiş ruhunu haykırıyorum, Avazım çıktığı kadar arş-ı âlâya Yüzünden utanmayanların Yüzsüzlüğüne aldırmadan. Ve ey ümmetin yegane hülyası yâr! Bu gönül, adın sorar, Ruhun arar, Sevdan arzular Susmadan, utanmadan ve de unut-a-madan... Sezgin Karadağ |