DÜN, DÜNDE KALDI..
Rüzgarlar esiyordu tüm haşmetiyle
Anlamsız uğultular sarmıştı çepeçevre Dingin akşamlara veda etmişti istemsizce Melankolik soluksuzluk kesmişti nefesini Şifteri unutulan sandığında vediaydı mendili Herşeyi saatlerin tik taklarında zembilli Sürgitlerin eşliğinde mırıldandığı o şarkı Yine yeniden der gibi sarıldı mevsimlere Belki de..? Neydi ? Kimdi..? Nerede başlamıştı..? Sıcak bir yaz sabahı Zamanların hızını alamadığı masumiyetteki kadranı İlk günki gibi paktı.. Yerleşkesi maziye götüren ılık dalgaların ferahlığı Bilmem hangi gün..? Bilmem hangi saatti..? Kimliksiz bir samuraydı Molaydı.. Anlatmak istediğini belki de anlatamadı Kendisi bile derinliklerin arasındaki katmanlarda sarmalandı Şafaksız sancıların helezonlarını emanet bıraktığı kasırgalar Aşina yüklemlerin meşgalesine ahenk Sabah ayazı.. Karşıda şen şakrak öten kuşun kahkahası Birden ayağa kalktı Alkışladı... Dün, dünde kaldı.. HAZAN |