İçimdeki Gurbet
Bir güle meftûn kaldık kalpten kalbe geçeli
Bağrımızı beş parça önünde açar olduk Kader budur diyerek onu bize seçeli Kara kıştık yeniden râyiha saçar olduk Zamansız dedik sevda,gizledik ar’ımızdan Her zerreden bir ateş yükseldi hârımızdan Rüzgar ses vermeyince ay yüzlü yâr’imizden Kanat takıp çaresiz göklerde uçar olduk Renkler rengi değişti mevsimler bir bir aktı Ay utandı geceden yüzüne peçe taktı Âsûmân yazık dedi bulut matemle baktı Yalnızlığa vurulup gölgeden kaçar olduk Açmadı yok bir eşi gülistânda güllerde Yalnız ruhumda buldum,ateşimde küllerde Mecnûn dediğin ne ki asıl benim çöllerde Çöller benim içimde asasız geçer olduk Bilemedik vurgundur,hicrândır ateş -nardır Gönül huma kuşudur sevilecek yâr vardır Bir gevher-i yekpare gamze yanak leb hârdır Efkâra hu diyerek handeler saçar olduk Vuslatsız sedâmıza nice ağıt yakıldı Kurt, kuş avazımızı duydu dertle yıkıldı Alnımıza firâkın kurşunları çakıldı Elde hasret orağı çileler biçer olduk Dostlar bizi bilmedi ağyâra ses vermedik Bağban olup cânânın bağından gül dermedik Heyhat aktı ömrümüz lahzâ sefâ sürmedik Yola revân olalı ateşten naçâr olduk Hey Makberî bahtını yıkan felek elidir Bülbüle gün vermeyen onun yanık dilidir Etme asla şikayet sevda çile yoludur Kendimize muhacir gurbete göçer olduk Makberî - Ahmet Akkoyun......15/10/2007.....00::05....İst |
Bülbüle gün vermeyen onun yanık dil''idir
Etme asla şikayet sevda çile yoludur
Kendimize muhacir gurbete göçer olduk
Yorum ---M U H T E Ş E M-- Saygılarımla..