GÖĞÜ TAŞLAYAN ÇOCUK
[ GÖYÜ TAŞLAYAN ÇOCUK
İtilen ya bir yetim, ya da bir garibandır. Hor görülen, ezilen, nihayet bir insandır. Kime kızmışsa, önce yeri tekmeler, sonra, Kapar taşı savurur, göğü taşlayan çocuk. Tarlasında çalışan, o çiftçi, bir köylüdür, Dolu vurmuş ekini, mutlak boynu eğridir. Doğaya kızmış, önce yeri tekmeler, sonra Kapar taşı savurur, göğü taşlayan çocuk. İşyerinde, maaşı kesilmiş haksız yere. Hakkını bırakmıştır, kurulacak mahşere. Kadere kızar, önce yeri tekmeler, sonra Kapar taşı savurur, göğü taşlayan çocuk. Şunun bunun partiden, senin benim sendikam, Yolla gitsin sürgüne, oh ne güzel intikam. Memura kızdı, önce yerde tepindi, sonra Aldı taşı savurdu, göğü taşlayan çocuk. Vergi almak için vur, benzine mazota zam, Öde kamyoncu, öde kardeş, öde Murtaza’m. Zam’a kızmıştır, önce yeri tekmeler, sonra Kapar taşı savurur, göğü taşlayan çocuk. İçme su, iç atık su, yine öde çeteve, Konuşma telefonla, yine öde kadeve. Sana kızmıştır, önce yeri tekmeler, sonra Kapar taşı savurur, göğü taşlayan çocuk. Sevdiği kızı, başka birine sözlemişler, Başlık parası verip, mal hesabı satmışlar. Töreye kızdı, önce cehaletine, sonra Örfüne âdetine… Göğü taşlayan çocuk. Vapur kalkmış limandan, bekle diğeri gele, İşin ivedi ise, taksi tut güle, güle. Zamana kızmış, önce yeri tekmeler, sonra Kapar taşı savurur, göğü taşlayan çocuk. Ka pe se, ö se se ve kaçıncı sınav oldu, Puanları yetmedi, yine seneye kaldı. Sisteme kızdı, önce yerde tepindi, sonra Aldı taşı savurdu, göğü taşlayan çocuk. Beladır geldi çattı, düştük bir delalete Mahkeme kapısında, geciken adalete Boynunu bükmüş, önce, kahrından ağlar, sonra, Bu adaletin… Dedi, göğü taşlayan çocuk. Konuştun, muammalı sözler, gizli kapalı, Kapılar arkasında bekler, eli sopalı. Birine kızar, önce yeri tekmeler, sonra Savurur taşı göğe, göğü taşlayan çocuk. Fotoğraf karesinde, haberlere düştünse, Ya rezilsin, ya vezir, hangi yanın üstünse, Televizyona önce, kumandasını, sonra Gazeteyi fırlatır, göğü taşlayan çocuk. Hastadır iki büklüm, acilde sıra bekler, Doktora söz denilmez, sesi susmaz bebekler. Ebeye kızmış önce bezine yaptı, sonra, Kaptı taşı savurdu, göğü taşlayan çocuk. Trafik canavarı, yollarda can alıyor. Cankurtaran beklenir, ölüm yolda duruyor. Yoluna, yolcusuna, kazaya sebep olan Herkese, kızdı sövdü, göğü taşlayan çocuk. Güçlü olan hep haklı, yaşantısı çilesiz, Yoksullar ve mazlumlar, boynu bükük, çaresiz. Devlete kızdı, önce yerde tepindi, sonra Savurdu taşı göğe, göğü taşlayan çocuk. Hep karşılıksız sevdin, aşkı beceremedin, İyi görürüm derdin, kendini göremedin. Senin şiirine de, Rubil’ine de, dedi, Sonra yürüdü gitti, göğü taşlayan çocuk. kalin ] |